Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bırakıyoruz, ne mutlu bize. Devletler için 100. yaşına girmek, insanlarla mukayese edildiğinde çocukluk dönemi olarak nitelendirilebilir. Evet, Cumhuriyetimiz hala çok gençtir.
Anadolu insanı yeni bir devlet kurarken tarihte görülmemiş devrimlere imza atmıştır. İnkılaptan nasibini almamış hiçbir alan kalmamıştır.
İnsanımız birey olma yolunda 1923’ te tahayyül edilemeyecek mesafeler almıştır. Tüm bu değişimin temel amacı insanımızı kulluktan çıkararak birey haline getirmekti.
Bu iddialı ülkünün önemli ölçüde başarıldığı söylenebilir. Bugün ülkemizde demokrasi varsa, vatandaşlarımız devlete karşı taleplerini dile getirebiliyorsa, anlayışta devrim gerçekleşmiş demektir. Tabi, dünyadaki gelişim göz önüne alındığında daha alınacak çok yol olduğu muhakkaktır.
Cumhuriyetin en önemli devrimlerinden birisi eğitimde olmuştur. Yeni alfabe, Tevhid-i Tedrisat Kanunu bu alanda devrimin temellerini oluşturmuştur. Okur yazar oranı artmış, eğitimin toplumun geneline ulaşması sağlanmıştır.
Özellikle yüksek öğrenim için yurt dışından eğitimciler getirilmiş, yetenekli çocuklar yurt dışına eğitimi gönderilmiştir.
II. Dünya Savaşı’nda Avrupa’dan kaçan bilim adamlarına kapıların açılmasıyla eğitimde ikinci hamle gerçekleştirilmiştir.
Türkiye işte bu mirasla yakın zamana kadar eğitimi idare etmiştir. 1950 hatta 1960’lara kadar iyi eğitim alan insanların hizmet sürelerinin dolmasıyla eğitim kalitemiz iyice düşmüştür.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılda daha güçlü noktaya gelebilmesi için eğitimde yeni bir devrimsel yaklaşımın uygulama geçirilmesi gerekmektedir.
Bugün milyonlarca insanı katma değerli üretimi gerçekleştirecek ve bunu pazarlayacak yeteneklerle donatacak bir eğitim seferberliği başlatmalıyız. İnsanımız her şeyin en iyisini tüketmek, yaşamak istemektedir. Ancak bu üretim seviyesiyle mutlu olmamaktadır. Son zamanlarda özellikle gençlerde büyük bir ümitsizlik gözlemlenmektedir. Bu yüzden enerjimizi, zamanımızı boşa harcamaktayız.
İnsanımız tüm ideolojik, etnik farklıları bir kenara bırakarak daha mutlu, güçlü, özgür yaşamak için teknoloji devrimini gerçekleştirmek için el ele vererek çalışmalıdır.
Cumhuriyetin ilelebet payidar kalacağından şüphemiz yoktur, ancak bu Cumhuriyetin ve insanımızın daha çok şeyleri hak ettiğini düşünüyoruz.
Atamıza, şehitlerimize, gazilerimize ve o dönemi yaşayan insanımıza çok şeyler borçluyuz. Nur içinde yatsınlar…