Geçen hafta da vurguladım, dünya ülkeleri için 2030 yılı İklim Değişikliği için önemli bir dönüşüm hedefi, bakın bu hedefe yönelik ABD’de yeni bir adım daha atılıyor. İklim İttifakı Birliği ve Biden yönetimini oluşturan 25 eyalet valisinden oluşan bir grup geçen hafta, binalardaki yeni geliştirilmiş ısı pompası sayısını 2030 yılına kadar 5milyondan 20 milyona çıkarmayı taahhüt etiklerini, açıkladı.
Zira binalar, ısıtmada, soğutmada küresel sera gazı salınımlarının %30’undan fazlasını üretiyorlar, ısı pompaları bu salınımları sıfırlayacak. Aslında bu 25 eyalet ülke ekonomisinin %60’ını ve ülke nüfusunun %55’ini temsil ediyor, onların ısı pompalarındaki başarısı diğer eyaletleri de arkalarından getirecek.
Isı pompaları çok az elektrik harcayarak binaları ısıtıp soğutuyorlar ve atmosfere sera gazı salan petrol veya gaz cihazlarının yerini aldıkları, atmosfere karbon salınımı bırakmadıkları için İklim Değişikliğini etkin biçimde frenleyecekleri bekleniyor. Isı pompalarına ilişkin bu girişim 2050 yılına kadar karbon salınımlarını sıfıra indirmeyi hedefliyor.
Isı pompalarının diğer ısıtma yöntemlerine göre daha az elektrik kullanımıyla çalışmasının nedeni, örneğin bir bobini ısıtmak yerine, ısıyı yalnızca dış havadan veya yeraltından alıp içeriye aktarmalarıdır. Soğutmada, ısıyı içeriden çekme ve dışarıya veya yeraltına atma konusunda da aynı oranda verimlidir.
Bilim insanları, kış gününde bile ısı pompaları ısıyı dışarıdan alıp içeriye taşıyabilir ve evinizi bir ısıtıcıyla ısıtmaya kıyasla daha az enerji kullanır, diyorlar ve ekliyorlar, ısıyı pompalarla hareket ettirmek, onu üretmekten daha verimlidir.
Örneğin Rhode Island’da yaşayan bir aile 2014 yılında petrol ısıtıcısını terk edip ısı pompası kurduklarını, evlerinin daha konforlu olduğunu, enerji faturalarının öncekinin yarısı kadar tuttuğunu ve sonuçta sera gazı salınımlarının %75 azaldığını, açıklıyor. İklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı oldukları için ısı pompaları, %30 vergi indirimine tabi tutularak özel bir yasayla teşvik ediliyor. Halen ısı pompaları kurulumunda büyük artış olduğu, daha önce en çok kullanılan gazlı ısıtıcıları geride bıraktığı, açıklanıyor.
Ülkelerde insanlar ev ısıtmada yüksek enerji maliyetleriyle mücadele ediyor, özellikle de küresel fosil yakıt enerji piyasalarına bağımlı olmanın etkisiyle. Aynen şu günlerde bizim yaşadığımız yüksek akaryakıt fiyatlarının yaşantımızı zorlaması gibi. Bu nedenle insanlar, paradan tasarruf etmelerini sağlayacak, evlerini ve iş yerlerini daha verimli konuma sokacak çözümlere büyük ilgi gösteriyorlar. İşte bu nedenlerle, herhangi bir yakıt kullanmadan havanın ve toprağın ısısını enerjiye dönüştüren ısı pompalarına talep hızla artıyor. ABD’de yöneticiler üreticilerin bu hızlı artan talebe hazır olmalarını uyarıyor. Biliyorsunuz ABD Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmişti, ama ısı pompalarının devre girmesinden cesaretlenen yöneticiler, karbon salınımlarını 2030 yılına kadar %50’e varan azaltma sözü veriyorlar. İnsanlığın karşısında dikilen iklim değişikliği felaketinin bir küçük görüntüsünü bu yaz aylarındaki yüksek sıcaklıklarla biz de yaşadık. O nedenle dünyada bu felaketi yavaşlatma girişimlerini yakın takip etmek zorundayız. ABD’de geliştirilen ısı pompası oluşumunu sizlerin, özellikle bilim dünyamızın, iş dünyamızın önüne seriyorum.
Bilim insanlarımızın ABD’de geliştirilmekte olan bu ısı pompası sistemini yakından incelemelerini, ülkemizde de uygulanması yollarını iş insanlarımızla birlikte araştırmalarını, öneriyorum.
Bizim iş dünyamız da ısı pompası sisteminin ülkemizde işlerliğini sağlayarak yeni bir sektör oluşturabilirler…