USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

“Afetler artık felaket olmasın” dense de ne yazık ki olacak!

 “Afetler artık felaket olmasın” dense de ne yazık ki olacak!
06-02-2024

Çocukluğumda hatırlayabildiğim en korkutucu deprem Gediz depremiydi… 7,7 büyüklüğündeki deprem Bursa’yı da çok sallamıştı, babam hariç tüm komşular geceyi sokakta geçirmişti... 

Babam ise yaptığı evin sağlamlığına çok inanıyordu, o yüzden de yerinden kıpırdamamıştı… 1982 ya da 1983 yılında da Bursa’da gürültülü depremler olmuştu!

Ama hiçbiri 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi gibi değildi… Aynı yıl 12 Kasım’da Düzce depreminde de yıkım ve can kaybı yaşandı…

Ve o yıllardan itibaren her depremin yıldönümünde “Deprem değil bina öldürür,  tedbir, tedbir, tedbir” diye akademik odalardan, bilim insanlarından açıklamalar geldi…Ardından

Van, İzmir, Elazığ’da yıkıcı ve can alıcı depremleri yaşadık…

ÖĞRENMENİN YOLU TEKRARDAN GEÇER GEÇMESİNE DE... 

Yine açıklamalar… Hep aynı minvalde… Öğrenmenin yolu tekrarlamaktan geçer… Depremler de tekrarlandı,  bilim insanları, akademik odalar da uyarılarını tekrarladı durdu…

Ders aldık mı? Biraz… Kentsel dönüşüm yasaları çıktı; deprem yönetmeliği değişti…

Ancak 6 Şubat Kahramanmaraş Depremlerindeki büyük yıkım ve can kayıpları işin denetim kısmında sınıfta kaldığımızın ve ders falanda çıkarmadığımızın, hiç deprem olmayacakmış gibi yaşadığımızın delilidir…

Yine her depremin yıldönümünde olduğu gibi her kademeden  yetkililer ve siyasiler  depremi, depremde yitip giden canları andılar, geride kalanlar için projelerini gündeme getirdiler…

Ve her zamanki gibi; TMMOB Bursa  Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından, KESK, DİSK ve Bursa Tabip Odası ile birlikte 6 Şubat 2023 Depremi’nin 1. yıldönümü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi…

Ortak basın açıklaması  Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er tarafından okundu…

Başkan Engin Er’in verdiği mesaj ana hatlarıyla şöyle:

“6 Şubat 2023’te yaşadığımız deprem felaketinin 1. yılındayız. Ülke tarihimizin en büyük acılarından birisini bundan tam 1 yıl önce yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz.

Doğa olaylarının afete dönüşmesi "kader" değildir ve toplumsal acıların tekrar tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir.

Doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi ve ülkemizde yaşanan acıların tekrarlanmaması için doğa ve teknoloji kaynaklı afet risklerine karşı “etkin bir mevzuat altyapısını, güçlü kurumsal yapılanmayı, afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu” oluşturmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız.

Üzerinde yaşadığımız yerkürede tanık olduğumuz gelişmeleri, aklın ve bilimin ışığını yansıtmaya çalışmak temel anlayışımız olmaya devam edecektir…”

1,5 MİLYON İNSAN BARINMA SORUNU İLE KARŞILAŞTI

TMMOB Bursa İKK’nın açıklamalarından bazı satır başları şöyle:

“… Resmi açıklamalara göre 53 bin 537’si ülkemizde, 8 bin 476’si Suriye’de olmak üzere toplam 62 bin 13 kişi yaşamını yitirmiş, yaklaşık 107.500’ü ülkemiz insanı olmak üzere toplamda 122.000 kişi yaralanmıştır.

310 bine yakın bina ve bina türü yapı yıkılmış ya da ağır hasar almıştır. Baraj, gölet, boru ve enerji nakil hatları, köprü, otoyol, viyadük, tünel, demiryolu, limanlar, hava limanları gibi altyapı, enerji, telekomünikasyon, yol, kanalizasyon, içme ve kullanma suyu şebekesi gibi birçok sayıda tesis zarar görmüş veya kullanılmaz hale gelmiştir.

1,5 milyonu aşkın insanımız barınma sorunu ile karşılaşmış, 2 milyonu aşkın insanımız bölgeden göç etmek zorunda kalmıştır.”

“…Uluslararası çalışma örgütü (İLO) verilerine göre çok sayıda işyeri, ofis, fabrika ve sanayi tesisinin yıkılması veya ağır hasar görmesi nedeniyle 650.000’den fazla insanımız geçim olanaklarını yitirmiştir.”

“…TBMM Deprem Zararlarını Azaltma Komisyonun Raporuna göre deprem 148,8 milyar dolar ekonomik kayba neden olmuştur.”

İNSAN ODAKLI, AFET DİRENÇLİ KENTLER

“…Ülkemizde her yıl önemli kayıplara neden olan pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek için afet riski altındaki alanların sağlıklı ve güvenli yaşam alanları haline getirilmesi, yani  ‘İnsan Odaklı ve afet dirençli kentler’in  oluşturulması öncelikli ve acil bir ihtiyaçtır.”

“…Bölgede yer alan kentlerin kırsal ve kentsel alan planlamaları, mekansal strateji planları dikkate alınarak öncelikle yapılmalı, jeolojik sakıncalı alanlar çevre ve uygulama imar planlarına işlenerek yapılaşmaya kapatılmalıdır.”

“…6 ve 20 Şubat 2023 depremlerinde “en büyük yıkımın zayıf mühendislik özelliklerine sahip, sıvılaşmaya yatkın zemin birimleri ile fay zonları üzerinde yer alan yerleşim birimlerinde meydana geldiği gerçeğinden hareketle” kırsal ve kentsel alanlarda “jeolojik sakıncalı veya fay sakınım bantları” üzerinde yapı yapılmasına kısıtlama getirilmelidir.”

“…Hasar almış altyapı, deprem ve diğer olası jeolojik tehlikeler de dikkate alınarak yenilenmeli, var olanlar ise gözden geçirilmedir. Bölgede yer alan kamuya ait bina ve tesislerde dahil olmak üzere az hasarlı veya hasarsız tüm yapılar “kamu eliyle” gözden geçirilmeli, yetersiz olanlar tespit edilerek yıktırılmalı veya güçlendirilerek can ve mal güvenliği sağlanmalıdır.”

AFET, ACİL DURUM VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI

“…Ülkemizin afetlere hazır hale gelmesi için acil bir şekilde “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığının” kurulması sağlanmalıdır.  Ülkemiz tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi afet sonrası müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtularak afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna odaklanmalıdır. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlıkları yıllardır sürdürülen “Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı” ilgili kişi ve kurumların görüşleri alınarak zenginleştirilmeli ve hızla yasalaştırılmalıdır.”

“…2022-2030 Türkiye Afet Risk Azaltma Planı’nın (TARAP) bundan önce hazırlanan strateji ve eylem planları ile raporların akıbetine uğramaması ve yaşama geçirilebilmesi için gerekli finansal kaynakların yaratılması, sürekli izleme, kontrol ve denetim mekanizmaları oluşturularak hayata geçirilmesi sağlanmalı, buna ilişkin bilgiler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.”

“…Toplumun afet risklerinden korunması için ilgi kurumlar tarafından toplanan afet tehlike verileri paylaşılmalı, ilgili kurumların yanı sıra üniversitelerin, ilgili meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşları ile bilim insanlarının kullanımına açılarak risk analizlerinin yapılmasına olanak sağlanmalıdır. Bu kapsamda; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü elinde bulundurduğu verilerin afetlerle ilgi bölümlerini erişime açık hale getirmelidir”.

“..Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ve afet risk bilgilerinin kullanılabilirliği arttırılmalı, bu kapsamda Afet ve Acil Durum Başkanlığı tarafından deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, volkanlar, sel ve taşkın, fırtına gibi doğa kaynaklı afetlere ilişkin erken uyarı sistemleri acilen inşa edilerek, ülke insanımızın afet tehlikelerinden korunması sağlamalıdır…”

AFET TEHLİKESİ OLAN ALANLAR İMAR PLANLARINA İŞLENMELİ

“….Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen “Taşkın Tehlike Haritaları”ndaki riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. “

“…Büyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı; afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalıdır.”

“…6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ülke insanımızın afet tehlike ve risklerine karşı korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.”

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?