Kısır çekişmeler, kavgalar, haklı, haksız iddialar...
Çelişkili söylentiler...
Deprem siyasi şov haline geldi, ölü sayısı 42 Bin, şimdilik...
Enkazlar kalktıkça sayı beşer, onar artıyor...
Siyasiler birbirine laf yetiştiriyor...
Deprem bölgesi soğuk, depremzede çaresiz...
Üniversiteler kapandı...
Geçici çözümlerle konut sorunu çözülmeye çalışılıyor...
Çocuklar zaten okuldan soğudu, pandemi, deprem derken çok uzak kaldılar...
Allahtan akrabalık bağları güçlü bir toplumuz depremzedelerin çoğu akraba evlerinde...
Bazıları benim Bursa'dan bakıp gördüğümü, deprem bölgesini gezerken görmüyor veya anlamıyorlar sanırım...
Deprem dönemleri çıkıp yok olan uzmanlarımız var bizim...
Ara sıra çağırıp beyanat verip yok olurlar...
Sağlam binalarda yaşamamızı söyler, çekip giderler...
Bir yerde onlar da haklı, susturuluyorlar...
Milletçe, İnşaat, Makina, Elektrik, Jeofizik, Jeoloji Mühendisiyiz ya şıp diye anlıyoruz söyleneni...
Mimar yanımız var çünkü...
Her konuda olduğu gibi, çok bilgiliyiz...
Ya ben ne anlarım ki binadan, zeminden, kolondan, kirişten...
Herkes oldu profesör...
Tamam hepsi bir arada çok önemli ama, biz de önemliyiz...
Deprem uzmanı hocalarımız da önemli...
Her kanalda ayrı fay kırıp akşamdan sabaha, haftaya, 10 yıl sonra, 40 yıl belki, süreleri verip, yüreklerimizi, ağzımıza getiriyorlar...
Korkularımızı önümüze serip alay ediyorlar sanki...
Biri olacak diyor, diğeri hayır olmayacak diyor...
Deprem için çok fazla sayıda senaryo peş peşe yeniden gündemimize yerleşti...
Uzmanlar arasındaki fikir ayrılıklarının bilimsel tartışmanın ötesinde, kişisel kavgaya dönüşmesi ise deprem korkusu yaşayan vatandaşları bilgilendirmenin ötesinde daha da tedirgin ediyor...
Zaten herkes, çok zor bir süreçten geçiyor, psikolojiler sıfır...
Her kafadan farklı bir ses çıkıyor...
Kime, neye inanacağız...
Herkes gergin, üzgün mutsuz...
Allah sonumuzu hayretsin...
