Açtı, üşümüştü, belki ıslanmış, belki canı yanmıştı, belki de can çekişiyordu...
Ağlıyordu, yalvarıyordu...
Bilmiyordu ama, kendisi için en güvenli olması gereken yerdeydi...
Adı üzerinde "SIĞINAK" daha ne kadar güvenli olur ki?
Bilmediği, çok ağır bedel ödeyerek ki bu bedel canı oldu;"O" insanı hesaplamamıştı...
Eliyle, ayağıyla, taşla, sopayla saldıran insanoğlu, bu defa kürekle saldırdı...
Siz hiç bir sokak köpeği ile göz göze geldiniz mi?
Gözündeki korkuyu farkettiniz mi?
Titremesini, sesindeki yalvarışı hissetiniz mi?
Sevgi gösterdiğiniz anda o mutluluğuna tanık oldunuz mu?
Hele hele, bir avuç mama verdiniz mi?
Bunları yaptıysanız; sorularıma "evet" dediyseniz, beni ancak siz anlarsınız...
Yasaları henüz çıkmadı, çıksa bile haklarını bilmezler ki...
Yine, sen-ben korumaya çalışacağız...
Kedi, köpek, kuş...
Can, can onlar can...
Sessiz ama herşeyi bilen, fark eden, sadece tepki veremeyen, yeri geldiğinde için için ağlayan can dostlarımız!
Günlerdir sosyal medya ayağa kalktı...
Herkes seferber oldu, günlerce, gecelerce soğukta ayazda, beklediler arkadaşlarımız, sesiz meleklerimizin sesi olmak için...
Günlerdir "Mehmet Özgür Ekmekçi", "cancanpaticiklerr"i ve "candostlarbursa"yı takip ediyorum, kah ağlıyorum, kah lanet ediyorum...
Ama bu sitelerin sahiplerinin de saygıyla önünde eğiliyor, ayakta alkışlıyorum, iyi ki varsınız; sizin gibi yüreği güzel insanlar, diyorum...
Kedi, köpek, kuş hepsi elimize bakıyorlar...
Canların, tutunacağı en büyük dallar bizleriz...
Beden olarak benzesek de, ruhlarımız çok uzakmış...
Benim ruhumda katletmek yok, bir karıncanın dahi canını almak yok...
Alanlara da, asla sevgi ve saygım yok...
Eğer en ufak bir canlının, canını yakan üzerinde hakkım varsa da, haram zıkkım zehir olsun...
Cana can katana, zor koşulda, koşturana kucak açana sonsuz sevgim ve saygım var...
Bir haftadır, ağlıyorum, yalvarıyorum canları yanmasın diye...
Adamlar kürekle köpeğe vurup öldürürken kimse itiraz etmiyor ve seyrediyor; bu da burada bu öldürmelerin normal bir durum haline geldiğini gösteriyor...
Hayvansever arkadaşlarımız bu kan donduran görüntüleri görür görmez barınağa koştular ama sabaha kadar, günlerce içeri alınmadılar...
Barınağa giden yol polis tarafından kapatıldı, kimsenin barınağa ulaşılmasına izin verilmedi...
Neden? Neden? Neden?...
Vicdanım sızladı, yüreğim ağladı, nasıl yapabildin? Nasıl?
Bir canı alabilmek, sadece yaradana mahsustur, sen kimsin kim?
Seni Allah'a havale ediyorum...
Tüm canlılara olan sevgi, insanoğlunun en asil özelliğidir...
Sessiz meleklerim iyi ki var, dedikodu yapmaz, çıkar beklemez, kuyunu kazmaz, sadıktır...
Nazım Hikmet'in 1955'in Şubatında yazdığı duygu dolu "Bulutlar Adam Öldürmesin" adlı muhteşem şiiri "analara, çocuklara, gelinlere ve ihtiyarlara yönelikti. "Şiiri yazımın altında sizlerle paylaşarak aanıtmatmak istiyorum"
Büyük ozan Nazım bugünleri görseydi, can dostlarımız için de duygularını dile getireceğinden eminim.
O nedenle yazının başlığını Nazım'ın şiirinden esinlenerek sizlerle paylaştım
" CAN DOSTLARA KIYMAYIN EFENDİLER!"
Sevgiyle ve vicdanınızla kalın...
BULUTLAR ADAM ÖLDÜRMESİN
Analardır adam eden adamı
aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.
Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.
Gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.
İhtiyarlıkta aklına insanın,
tatlı anıları gelmeli yalnız.
Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
efendiler, siz de ihtiyarsınız.
Bulutlar adam öldürmesin.
Tarık 2 yıl önce