İşte bunlardan dikkat çeken biri de, Suudi Arabistan’daki birkaç şirketin, atmosfere bırakılan salınımları azaltmak amacıyla CO2’i geri dönüştürme çalışması.
Milyonlarca yıllık ömre sahip ham petrol, artılarıyla, eksileriyle, tartışmalardan uzak değildir. Bir enerji yakıtı olmasının ötesinde bileşen parçalarının hayat kurtaran kalp pillerinden, her gün sarf ettiğimiz tuvalet malzemelerine kadar yaşantımızın her noktasında yer aldığı göz önüne alındığında, en azından şimdilik kullanmamayı göze alamayacağımız değerli bir kaynaktır. Şimdi petrolle eşleşen bir ülke olan Suudi Arabistan, petrolün çevresel zararlı etkisini büyük ölçüde azaltabileceği umuduyla, petrol üretiminden gelen atıkları daha faydalı kaynaklara dönüştürmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Ekonomisi büyük ölçüde petrol endüstrisine bağlı olmasına rağmen ülke, iddialı “Vizyon 2033’’ planının bir parçası olarak elektriğin %50’ini doğal gaz ve yenilenebilir kaynaklardan üretmeği taahhüt etti. Suudi Yeşil Girişimi’nin bir parçası olarak, aynı zamanda karbon yutan ve tuzlu, bataklık alanlarda yetişen mangrov ormanlarının dikilmesi de dahil olmak, üzere çeşitli girişimler yoluyla karbon salınımlarının küresel katkılarını azaltmayı hedefliyor.
Suudi Arabistan karbon ayak izini azaltmak için CO2’i kullanışlı ve satılabilir ürünlere dönüştüren karbon yakalama, kullanma ve depolama projelerine yatırım yapıyor.
Krallığın ulusal petrol şirketi Suudi Aramco ana yatırımcı olarak bu projelerini Avrupa, ABD, Orta Doğu, Avusturalya, Çin, Güney Kore ve Yeni Zelanda’da sürdürmektedir.
Aramco, aynı zamanda kamyonların yanı sıra binek araçlarının da salgıladığı karbonu yakalama, depolama ve taşıma üzerinde çalışmaktadır. Bu sistem mobil karbon yakalama olarak biliniyor. Teknolojinin yaygınlaştırılması henüz emekleme aşamasında olsa da, sonuçlar şimdiden umut verici, örneğin araçların egzoz borusundan çıkan CO2’in yüzde 40’nı yakalayabilen bir sistemi devreye soktular.
Enerji endüstrinin dışında da CO2’in geri dönüşümünde adımlar atılmaya başlandı, bir Suudi içecek şirketi kazanlarından çıkan CO2 salınımlarını yakalıyor ve temizliyor. Ortaya çıkan CO2 daha sonra içecekleri karbonata dönüştürmek için kullanılırken aynı zamanda karbon ayak izini de azaltmış oluyor. Çalışmalar başka alanlarda da süregelirken, Suudi Yeşil Girişimi’nin bir parçası olarak Krallık daha sürdürülebilir çözümlere yönelik yatırımları artırmaktadır.
Aramco’nun kurucu üyesi olduğu, sanayinin iklim değişikliğine tepkisini öne almayı amaçlayan bir grup olan Petrol ve Gaz İklim Girişimi, 2021 raporunda Suudi Arabistan’da sera gazı geri dönüşümü için daha fazla özel sektör desteği olmasını önerdi. Özellikle petrokimya, çimento, gübre ve enerji sektörleri, ihracat için sentetik yakıtlar yapmak yolunda geri dönüştürülmüş CO2 kullanılabilmeyi hedeflemektedirler. Bu sürecin bir kısmı olarak Krallık, bu salınımların depolanabileceği ve değişik ürünlere dönüştürülebileceği merkezleri inşa etmeyi planlamaktadır.
Geçen yıl G20 başkanlığı sürecinde Suudi Arabistan ‘’azalt, yeniden kullan, geri dönüştür, kaldır’’ hedeflerini yenileyerek dairesel karbon ekonomisi stratejisini dünya sahnesinde savundu ve Kral Salman bin Abdülaziz şunları söyledi; ‘’Gezegeni korumak kritik öneme sahip, ekonomik büyüme nedeniyle salınımlardaki artışla birlikte, iddialı iklim hedeflerine ulaşmak için sürdürülebilir, pragmatik ve uygun maliyetli yaklaşımlara öncülük etmeliyiz.’’
CO2 geri dönüşümü, bu döngüsel ekonomi ilkesinin eylem halindeki harika bir örneğidir. Yeterince büyütülürse ve ülkenin diğer yeşil girişimiyle birlikte çalışırsa, Suudi Arabistan’ın iddialı iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir. Suudi Yeşil Girişimi, Suudi Arabistan’ın iklim değişikliğiyle mücadele için önde tuttuğu bir hükümet yaklaşımıdır.