Ben yazımda 100. yılını kutlarken Cumhuriyet döneminde Bursa’daki eğitim sistemindeki gelişmeleri anlatan iki örnekle başlayacağım, ama önce Cumhuriyet döneminin başında, Atatürk’ün eğitim için attığı önemli adımlardan bahsedeceğim. Bu adımların başında halkın tümünün okuma yazma öğrenmesi ve eğitimi geliyordu, temel ilkeler olarak ta şunları saptamıştı. Eğitim ulusal, bilimsel, karma, uygulamalı, laik, disiplinli olacaktır ve halkımızın tümünün öncelikle okuryazar konuma getirilmesi sağlanacaktır. Türkçe alfabeyi uygulamaya sokması da halkın bu eğitime ayak uydurmasını hızlandırmıştır.
Bursa eğitim hayatı içinden anlatacağım bu iki örnekte bugün gelişmiş ülkelerde eğitim denince hemen öne çıkan, ‘’Uygulamalı Eğitim’’ modeli, Atatürk’ün başlattığı eğitim sistemi içinde sürdürülmektedir.
İlki Bursa’mızda Osmanlı Padişahı İkinci Abdülhamid tarafından 1891’de, toplam 26 bin dönüm üzerine kurulmuş, kuruluş adı Nazari ve Ameli Hüdavendigar Hamidiye Ziraat Mektebidir. Cumhuriyet döneminde Atatürk eğitim ilkeleri doğrultusunda geliştirilmiş ve kuruluşundaki ameli, yani uygulamalı ziraat eğitimi güçlendirilmiştir. Okul halen tarım alanında dünyada gelişen teknolojileri yakın takip ederek uygulamalı eğitime devam ediyor, ne yazık ki bugün arazisi 300 dönüme düşmüş. Yine de ‘’Ameli’’ eğitimin devam ediyor olması, ülke tarımının gelişmesi açısından değer taşıyor. Öğrencilerin tarlaları, seraları, tohum yetiştirme alanları, laboratuvarları var, derslerde öğrendiklerini uyguluyorlar, üretiyor, aynı Hollanda’daki gibi. İşte uygulamalı tarım eğitiminin etkin bir modeli. Umarım okuldan mezun olduklarında Hollanda’daki gibi, tarlalarına dönerler ve ülkemiz tarımının gelişmesinde etkin olurlar.
İkincisi de, uygulamalı eğitim sisteminin anaokulu ölçeğindeki olanıdır. Bu örneğin bir özelliği de dünyada uygulanan özel bir eğitim modelini uygulamasıdır. Bu örnekte yer alan, 1890’larda bir İtalyan eğitimcinin, Maria Montessori’nin geliştirdiği eğitim sisteminin sürdürüldüğü, Selvin Öğretmen Anaokuludur. Okulun sahibi Süreyya Selvin Saker Yaşarsoy, ABD’deki Montessori sistemi eğitiminden geçip, dünyanın her yerinde geçerli olan Montessori Eğitim Lisansına sahip olmuştur. Maria Montessori İtalya’nın ilk kadın doktoru, mesleğinin ilerleyen yıllarında kendini çocuk eğitimine adamıştır. Oluşturduğu eğitim modeli, çocukların kendi öğrenme yollarını keşfetmelerine, özgüven, özerklik ve öz-disiplin yollarını keşfetmelerine odaklanır. Bu eğitim yaklaşımı çocukların özgürce seçtikleri materyallerle kendi öğrenme hızlarına ve tarzlarına uygun olarak öğrenmelerini sağlar.
Selvin Öğretmen Anaokulunda bu sistem, dünyanın herhangi bir yerinde uygulandığı şekliyle, uygulamaktadır. Okul Nilüferköy’ün ilerisinde, yeşillikler içinde 3 dönüm alanda kurulmuştur, alanın üçte biri binalarla kaplıdır, üçte ikisinde de, Bursa’da yetişen tüm meyve türlerinden birer ağacın bulunduğu meyve bahçesi yer almaktadır, çocuklar meyvelerin oluşumunu çiçek açma döneminden itibaren takip ediyorlar. Bir de çocukların ekip biçtiği küçük bir tarlaları var, burada da marul, salatalık, havuç, soğan vs. ekiyorlar, bakımını yapıyorlar ve de ürünler olgunlaştığında topluyorlar, mutfağa teslim ediyorlar.
Bu özel eğitim sistemiyle 2-6 yaş arası çocuklar İngilizce konuşulan ortamda eğitiliyorlar ve okulu bitirip ilkokula başlarken İngilizce konuşabiliyorlar. Okulun sınıfları, ABD’den getirilen ve dünyanın her yerinde bu sistemin uygulanmasında kullanılan Montessori eğitim materyalleriyle donatılmış durumdadır. Eğitim, sınıflardaki bu özel eğitim materyalleri kullanılarak, oyun oynama düzeninde yürütülüyor, çocuklar hangi materyali seçeceklerini, o gün o materyalleri kullanarak neler öğreneceğini kendileri seçiyor. Öğretmenler onları izliyor, yönlendiriyor, öğrenmelerini kolaylaştırıyorlar. Çocuklar bahçe saatlerinde de, meyve ağaçları içinde, mevsimine göre ağaçların çiçek açma döneminden, meyvelerin oluşumuna kadar geçen sürecin içinde yaşayarak öğrenmeye devam ediyorlar. Meyveler olduğunda toplanırken, onlara da toplattırarak, temizleterek yemeleri sağlanıyor.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlarken, gelişmiş toplum olmanın önemli bir eğitim modelinin, UYGULAMALI EĞİTİMİN getireceği dinamizmle yeni yüzyıla başlamayı diliyorum…