Dede Korkut Hikayeleri Orta Asya çıkışlıdır, Türklerin atalarının ortak hikayesi ya da destanıdır…
Türklerin geçmiş hayatına dair önemli ipuçları veren Dede Korkut Hikâyeleri, Türk dilinin ve Edebiyatı’nın en önemli eserleri arasında yer alıyor.
Dede Korkut Hikayelerinde Türklerin örfleri, adetleri, aile ve ahlaki yapıları, inanç sistemi, hayat tarzı, eğlence, yeme içme alışkanlıkları, kahramanlıkları, kılık kıyafetleri ve yaşadığı coğrafya gibi pek çok ayrıntılar yer alıyor…
Orta Asya’dan Anadolu’ya, Türklerin yaşadığı tüm coğrafyalarda nesiller boyu anlatılagelen Dede Korkut Destanlarının Dünya üzerinde yazıya aktarıldığı 4 nüsha olduğu biliniyordu: Dresden, Vatikan, Türk Tarih Kurumu ve Günbed Kavus…
Beşinci nüsha ise 2022 yılında büyük bir tesadüf eseri Bursa’da bulundu!
Kapalı Çarşı’da antikacılık yapan İbrahim Koca Fadıllı Köyü’nden 7, 8 yıl önce gelen el yazmaları, icazetnameleri ile Kur’an el yazmalarını 2018 yılında sergilenmek üzere Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’ne bağışlar. 2019 yılında müzenin açılmasıyla birlikte sergilenmeye başlanır.
2022 Şubat Ayı sonlarına doğru müzeyi gezen Koleksiyoner Mehmet Yayla, sergilenen eserler arasındaki Dede Korkut Hikayeleri yazmasını fark eder…. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ersen Ersoy’a Bursa’da 2019 yılında açılan Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde Dede Korkut nüshasının bulunduğunu bildiren mesajı, el yazmasından fotoğrafları ekleyerek gönderir. Prof. Dr. Ersoy konuyu araştırmaya başlar… Ve Dede Korkut Hikayeleri’nin beşinci nüshasının Bursa’da olduğunu sosyal medyasından bilim dünyasına duyurur… Böylece Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazması’nın varlığından tüm bilim dünyasının haberi olur.
(Peki ilgi alanı el yazmaları olan koleksiyoner Mehmet Yayla görmeseydi; Müze’de Dede Korkut Hikayelerinin yer yüzündeki beşinci nüshasının olduğu ne zaman fark edilecekti?)
BURSA BÜYÜKŞEHİR DEDE KORKUT HİKAYELERİ BURSA YAZMASININ TIPKIBASIMINI YAYINLADI.
Bugün Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazması’nın tıpkı basımı kamuoyuna tanıtıldı…
Tanıtım toplantısına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile Dede Korkut uzmanları Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya, Prof. Dr. Ferruh Ağca katıldı…
Eserin tanıtım toplantısında Başkan Alinur Aktaş şunları söyledi:
“Dede Korkut Hikâyeleri Türk milletinin töresini, inancını, ahlâkını ve kahramanlıklarını anlatan dünya kültür mirası için de değeri yüksek bir eserdir.
Oğuz Türklerinin destanî hayatını anlatan Dede Korkut Hikâyeleri’nin bugüne kadar sadece Dresden, Vatikan, Türk Tarih Kurumu ve Günbed nüshalarının biliniyordu.
Ancak bu bilgi 2022 yılında değişti. Kadim tarihe ve köklü kültüre sahip Bursa’mız, hâlâ nice hazinelere gebe bir şehir.
Dede Korkut Hikâyeleri’nin yeni bir nüshasının Büyükşehir Belediye’mizin Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde yer aldığından kamuoyu haberdar olmuştu.
Her eserin kaderi var: Asırlardır elden ele, köyden köye dolaşan yazma, nihayetinde bizim müzemize intikal etti. Eserin tıpkıbasımını hazırladık ve bugün de ilim âlemine armağan ediyoruz.
An itibariyle esere, bursa.bel.tr adresimizin yayınlar kısmından da dijital olarak ulaşabilecek.
Bilim insanlarımız ve araştırmacılar bu yazma üzerine yaptıkları çalışmaları iletirlerse biz de ‘Dede Korkut Kitabı- Bursa Yazması Araştırmaları’ başlığı altında toplayacağız.
Bundan sonrası eser üzerine çalışma yapacak, tez hazırlayacak, makale yazacak değerli ilim erbabına düşüyor.
Bu emanetin korunmasında, bağışlanmasında, keşfedilmesinde ve hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. ‘Dede Korkut Kitabı Bursa Yazması’ Türk dünyası için kutlu olsun…”
İLK NÜSHADAN 125 YIL SONRA
Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazması’nın girişine derleme makalesi yazan ve tıpkıbasımda danışmanlık yapan Dede Korkut Uzmanı, Akademisyen Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya Birinci Dede Korkut Yazması’nın, 2. Beyazıt’ın Bursa’da medfun oğlu şehzade Alemşah’a sunulduğunu hatırlattı.
Prof. Dr. Sertkaya şunları anlattı:
“Ancak Alemşah'ın kütüphanesindeki yazma, Kudüs'e gitti. Kudüs'te satın alınıp, Vatikan'a gitti. 1952 yılında İtalyanca olarak yayınlandı.
Yapılan incelemede Bursa Yazmasının 1610 ile 1640 yılları arasına tesadüf ettiği tespit edildi.
Türklerin kullandığı iki çeşit kağıt var. Doğudan gelen kağıtlar, batıdan gelen kağıtlar. Doğu kağıtlarında fligran yok, batı kağıtlarında var.
Bu yazma batı kağıtlarına yazılan yazmadır. Dolayısıyla 1635 yılını gösteriyor. O halde Alemşah’a 1510’da sunulduğunu düşündüğümüz ilk yazımdan 125 yıl sonra yazılmış.
Şimdi ise Bursa Belediyesi’nin şanına layık olan bir güzel tıpkıbasım yayınla Bursa yazmasını Türk ilim alemine kazandırmış oluyoruz…”
Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazmasının latin harflerine çevrilmesi üzerine çalışan Prof. Dr. Ferruh Ağca da tıpkıbasımın ardından bu yazma üzerine yapılacak çalışmalarla Dede Korkut ile ilgili çalışmaların da çok ileriye taşınacağını kaydetti.
Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da böylesi önemli bir eserin ilim alemine kazandırılmasında emeği olan herkese teşekkür etti. Akabinde Başkan Alinur Aktaş tıpkıbasım kitabı imzalayarak katılımcılara hediye etti.
MURADİYE MEDRESESİ / MURADİYE KUR’AN VE EL YAZMALARI MÜZESİ
Muradiye Medresesi’ni bizim kuşak Verem Savaş Dispanseri ve sonrasında da KETEM yani Kanser Erken Tanı Merkezi olarak bilir…
Öncesinde ise Sultan II. Murad tarafından 15. yüzyılın başlarında inşa edildi. Muradiye Külliyesi’ni oluşturan yapılar arasında önemli bir yere sahip olan medrese, Osmanlının önemli eğitim kurumlarından birisi olarak biliniyor…
Medrese farklı zamanlarda tadilat geçiriyor; Cumhuriyet tarihinde ise 1951 yılında onarıldıktan sonra uzun yıllar Verem Savaş Dispanseri olarak hizmet veriyor.
2014 yılında UNESCO Dünya Mirası ilan edilen alan içerisinde yer alan Medrese Külliye ile birlikte restorasyona tabi tutuluyor ve 2017 yılında tamamlanıyor.
Muradiye Medresesi restorasyondan sonra yeniden işlev kazandırılarak, Kur’an ve El Yazmaları Müzesi olarak 18 Ocak 2019 tarihinde hizmete giriyor… Odalar ve Revak tamamen sergi alanı olarak kullanılıyor. Müzede Kur’an El Yazmaları’nın yanı sıra hat, cilt, tezhip, minyatür, ebru sanatının örneklerinin yanı sıra bu kitap sanatlarının kısa video çekimleri de yer alıyor.