USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DEMOKRASİYİ ANLAMAK

18-12-2023

Doğrumu biliyorum diye sözlüğe baktım. Kemale ermek, olgunluğa ermek demekmiş. Keşke her yaşı ilerleyen, tecrübesi fazla olan, en azından kendisine yetecek kadar ergen olabilse. Eminim Dünya daha güzel bir yer olurdu. Otuz kırklı yaşlarda pek çok genç, bazen büyüklerinden daha olgun davranabiliyor. Aile etkisi, eğitim, hayat dersi, tecrübeleri doğru değerlendirme, tarihe, bilime yakınlık ve genlere mahsus özellikler son derece etkili olsa gerek.

Depremleri düşünün. İçinde yaşayanla dışardan bakanın tecrübesi aynı olabilir mi? Bu tecrübeyi sindirebilseydik sık sık yaşanan depremlerin faturası böylesine derin olur muydu acaba. Yada 100 yıl önce ülkemizin 7 düvele karşı verdiği savaşı, düşmanın hesabını, niyetini hiç unutmasa idik, bugün ve her zaman daha güçlü bir ekonomi, daha çağdaş bir Türkiye için mücadele çok daha akılcı ve şart olmaz mıydı? Yada genç cumhuriyetimiz ve demokrasi adına, 100 yılda yaşanılan yüzlerce tecrübe özümsenmiş olsaydı bugün çok daha farklı bir Türkiye’de yaşıyor olmaz mıydık?

Demokrasinin yaşadıkça anlaşıldığını, anladıkça vazgeçilmez olduğunu söylerler. Galiba henüz demokrasinin tanınamamış olması, Cumhuriyetin gençliğinden ve eğitim eksikliğinden. Henüz savunma mekanizmaları dahi son derece zayıf. “Memlekette demokrasi var” denir dururda, bu gerçek bir demokrasidir bilinmez. “Önce ben” zafiyetinden kurtulma mümkün olmadığı sürece de zor. Zannediliyor ki Demokratik rejimlerde her isteyenin istediğini yapması demokratik hakkıdır. Hak ararken dahi, başka herkesin hakkını gasp etmekten rahatsız olunmayan bir ortamda huzur bulmak mümkün mü?

Sıkça yaşanan bir örnek verelim. Bir siteden daire alınmış ancak site kuralları tanınmak istenmiyor. Balkondan masa örtüsü silkelerken ya da kapı önünde ayakkabı bırakırken alt komşusu yada yan komşusu aklına gelmiyor. Bu davranışını ikaz edenlere sinirleniyor, hatta daha ileriye gidebiliyor. Her istediği olsun, önce onun işi olsun istiyor. Hatta acildeki doktor önce onun hastasına bakmadı diye olay çıkarıyor. İçerdeki diğer hastaya ne olacağı hiç umuruna değil.

Bilmem çok mu abarttım, yoksa azmı söyledim ama ne yazık ki demokrasi anlayışı böylesine acemi, böylesine de fanatik. Aslında buna demokrasi demek de abesle iştigal, çünkü demokrasinin tarifi son derece açık. En büyük sorun ise bunu anlayamayan cehalet.

Meclis TV’nin halk tarafından seyredilmesi, meclisteki vekillerin tavır ve hareketlerini, konuşma ve tartışma tarzlarını etkiliyor mu sizce? Beğeniyor musunuz? Diyorlar ya, meclis halkın aynasıdır. Öylemi gerçekten. Ya liderlere ne demeli. Birbirlerine bazen söyledikleri ağır sözler uygun mu sizce. Toplumun kültürüne nasıl bir katkı sağlıyorlar. Millette bu işe ayna olsa Memleketin hali ne olur. Allah korusun. Ya televizyon dizileri. Vurdulu kırdılı elden belden silah eksik olmayan diziler. Çocuklara, gençlere ne güzel eğitim değil mi? Sonra sokaktaki şiddetten şikâyet faslı. Dizilerdeki mafya babalarına gıyabında namazlar kılınması unutulmaz bir ibret olayı değil mi?

Demokrasinin canı, kalbi, damarları denilecek “Adalet” üstüne düşeni yapar, birey hakkını alacağına inanırsa, kimse başka yol aramayacak, böylece toplum huzur içinde olacaktır. Biliyoruz ki bizde herkesin aklı kendine yetiyor, ortak akıl fazla geliyor. Konu oldukça derin ve uzmanlık konusu. Yani bizim işimiz de haddimiz de değil. Ola ki şu an dahi yanlış ifadeler kullanmış olabiliriz. Af ola. Neyse ki çabucak unutmak da kültürümüzün bir parçası.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?