Günümüzde Aile Hekimlerinin bence haklı eylem yaptığı, devletin; sağlık ekosistemindeki hasta ve doktorları menfaatsiz ve kimseyi arkada bırakmadan koruyup, kollaması gereken bir dönemde, ben size örnek bir doktor efsanesini anlatacağım.
Orta halli bir ailenin çocuğu olarak 1944 yılında fakirlerin ve ihtiyaç sahiplerinin çoğunlukta olduğu mahallede dünyaya geldi. Sorulduğunda; "zorlu bir yaşam mücadelesi verdiğini ve her şeye sıfırdan başladığını" belirterek, 1967 yılında tıp fakültesinden mezun olduğunu anlattı. Mesleğinde Mısır'ın en başarılı ve en tanınmış doktorlarından biri olan Muhammed Abdülgaffar Meşali, varlıklı bir doktordu.
Bir gün muayenesine iki çocuğuyla bir anne geldi. Küçük çocuğa iğne yapılması gerekiyordu ancak iğne paralı ve pahalıydı. Anne, “Bu iğneyi alırsam, bir ay aç kalırız” deyince, büyük çocuğu kendini camdan kendini aşağı attı. İntihar ederken, “Anne, kardeşime iyi bak” dedi.
Meşali için her şey ondan sonra değişti! Kardeşini yaşatmak ve sofradan bir tabak eksiltmek için kendini feda eden bu kardeşi hiç unutamadı.
Zengin muayenehanesini kapattı. Mısır’ın en fakir mahallesinde muayenehane açtı, toplumun ezilen kesimi için kullandığı tabirle "yeryüzünde işkence çekenlere" destek olmak için çalışacağını söyledi, tüm hastaları ücretsiz muayene etti. Özellikle de çocukları… Marka kıyafetlerini çıkarıp attı. Onlar gibi giyindi. Fakirlerin Doktoru olarak onu tüm Mısır, tüm Tıp Dünyası tanıdı. 2020 yılında vefat ettiğinde 76 yaşındaydı.
Sağlığında Arap ülkelerinin para tekliflerini geri çevirip, bu paranın ihtiyaç sahibi, yetim ve öksüzler için harcanmasını isteyen, bir röportajında "Dünya bana istediğimden ve hak ettiğimden daha fazlasını verdi", "Fakirlere iyi davranmanızı vasiyet ediyorum" diyen Meşali vefatından sonra, "Dünya, bugün yoksulları tedavi ederek onlara yardım eden büyük bir insanı kaybetti" İfadeleriyle anılmıştır.
Hayatın içerisinden böyle insanlar geçerken ve eminim ülkemde de benzer birçok doktor varken…
Aile Hekimlerinin duruşunu destekliyorum…
Saygılarımla