Memleketin çözülmesi, uzlaşması, aşılması gereken onca sorunu varken futbol camiasında yaşananların bu önemli konuların önüne geçmesini bir futbol ve sporsever olarak kabul edemiyorum, etmiyorum. Size önce birkaç önceki gerçekleşen verilere dair yaptığım analizleri sunacağım.
İlk 11’deki toplam oyuncu sayısı: 220
İlk 11’deki toplam Türk oyuncu sayısı: 66 (%32) tercüman aracılığıyla iletişim kurulan Türk oyuncu var.
İlk 11’de ortalama Türk oyuncu sayısı: 3,6
Toplam yedek oyuncu sayısı: 200
Toplam Türk yedek oyuncu sayısı: 104 (%52)
Gollerin oranlarını paylaşmayacağım!
İlk 6 haftada Türk teknik direktör sayısı: 15 (%75)
Milli takımda yurt dışında oynayan oyuncu sayısı: 10
Yukarıdaki rakamlara baktığımızda, soruyorum; Türkiye süper liginde ortalama 3 oyuncunu oynadığı ve Milli takıma yurt dışında oynaya ve arada birbirlerini gören, teknik direktörleri de yurt dışından seçtiğimiz bir takımdan niçin ve nasıl başarı bekliyoruz? Buna rağmen alınan sonuçların büyük başarı olduğunu söyleyebilirim. Şimdi gelelim işin artistik ve atletik tarafına…
Hanımların düğün öncesinde yaptığı gibi maçtan önce kuaföre gitmeyen futbolcu yok gibi,
Saçlardaki renk ve modeller inanın birçok kadında yok!
Bu arkadaşlar muhtelif pozisyonlardan sonra dev ekranlara bakıp, saç bile düzeltiyorlar!
Dövme yarışı, lüks araçlar ve magazin hayatı…
Yani bu mesleği yapanların bakış ve yaşayışları biraz değişik,
Öte yandan;
En ufak bir darbede, bir şey olmasa bile yerden kalkmayanlar,
Yalandan sakatlanma ile rakibine, hakeme ve seyirciye saygısızlık yapanlar,
“Ben sporcunun zeki ve ahlaklısını severim” sözüne hiç uymuyorlar,
Tek ve özel antrenman yapmıyorlar ya da yaptırılmıyorlar,
Atletik ve çevik değiller,
Yeterince kaslı ve kondisyonlu değiller…
Hiç İngiltere liginden maç izliyor musunuz? Futbol izlemek isterseniz tavsiye ederim.
Yukarıda saydıklarım ülke futbolunun ve futbolcularının genel durumunu yansıtmaktadır. Özellikle futbolcuları tarifimde “bir kısım oyuncudan bahsediyorum”, olması gerekenleri yapan ve çalışan sayısız başarılı futbolcuyu da gururla takip ediyor ve izliyorum.
Futbola bu ilginin sebebi herkesin her yerde oynayabilmesidir ve herkes kendini hayal ediyor, takımının başarısını hayatında kendisinin başarısı gibi hissediyor, bu durum doğal olarak binlerce kişileri aşan statları ve sektörü doğuruyor.
Son ve en önemli olarak şunları belirtmek isterim. Biz çocukluğumuzda ve gençliğimizde futbol oynardık, şimdide mahalle aralarında ve halı sahalarda futbol oynanıyor ve devam edecek. Bizim maçlarda hiç hakem olmazdı, çok tartışma olur ama uzlaşılırdı, çok az kavga çıkardı o aşamada da abiler, bakkal, manav, kasap, terzi araya girer bizleri barıştırırdı. Bir önceki pozisyonda hak geçtiğini düşündüysek bir sonraki pozisyonda telafi ederdik. Maçlar genellikle gazozuna, dondurmasına, çikolatasına olurdu; herkese alırdık ve sarmak dolaş yer içerdik. Birgün bir taraf başka bir gün diğer taraf ısmarlardı. Olan biten herkesin gözü önünde olur, kimse kimsenin hakkını yemez, yeltenmezdi; çünkü ayıptı… Ailelerden ve abilerden öyle görmüştük!
BUGÜN: Haksız; faul, penaltı, gol, puan, şampiyonluk içinize siniyor mu, rahat uyuyabiliyor musunuz? En önemlisi de kazandığınız paralar sizlerin ve çocuklarınızın boğazından nasıl geçiyor? Şike söylentilerine girmiyorum. Bugün mesleği futbolcu olanlar, kulüpleri yönetenler, maçları yönetenler hatta ülkede futbolu yönetenler; çocuklar kadar olamıyor musunuz? Ve siz taraftarlar; bu kadar olaya rağmen neyi, kimi izleyip, desteklemeye devam ediyorsunuz? Sizin içiniz rahat mı? Olan bitenin nesinden keyif alıyorsunuz?
BİRAZ DELİKANLI OLUN, EN AZINDAN ÇOCUKLARINIZ KADAR…
Ülkemdeki futbol bu ilgiyi bence hak etmiyor, izleyiciler ve taraftarlar kendilerini boş yere üzüyorlar, bazı oyuncular hak etmedikleri paraları kazanıyorlar (dünyadaki iyi CEO’lar bile böyle kazanmıyor). Medyadaki sayısız futbol programının da gereksiz olduğunu kanaatindeyim, bir maç 90 dakika sürerken yorumları saatler sürüyor. Ülkenin bu paraları eğitim başta olmak üzere önemli kanallara aktarması gerektiğini düşünüyorum.
Biraz sert oldu ama… bende izleyenlerden biriyim, taraftar değil seyirci olmaya çalışıyorum.
Adına oyun dediğimiz şey hayata neşe değil kavga getiriyorsa, devam etmemelidir…
Saygılarımla