Sosyal medya sayesinde sokak köpeklerinin aslında birer canavar olduklarını öğrenmiş olduk !
-Kafasına kürekle vurularak öldürülen köpek.
-Kafasına balyozla vurularak öldürülen boğa.
-Boğularak öldürülen köpek.
-Üzerine benzin dökülerek yakılan köpek.
-Aracın arkasına bağlanarak kilometrelerce sürüklenen ve derileri soyulan köpekler.
-Tüfekle, tabancayla öldürülen köpekler.
-Yine yuvasında canlı canlı yakılan köpek
-Kuyruğu, kulakları, bıyıkları kesilen kediler.
-Kafaları kesilen kedi yavruları.
-Göz göre göre bilerek araçla ezilen kedilen, köpekler.
-En son Bursa’da patileri kesilip karınları deşilerek öldürülen 4 kedi!
Bunlar sadece son 1-2 haftada medyaya yansıyan vahşetler.
Öncesinde yıllardır pek çok benzer caniliğe tanık olduk.
Doğal olarak da toplumun duyarlı kesiminden sert tepkiler yükseldi.
Enteresandır bu vahşete tepki vermek yerine, tepki verenleri eleştirenler var.
Ne yapacaktı insanlar?
Bu canilere “Lütfen istirham ediyoruz, neden yaptığınızı bize lütfedip anlatır mısınız?” mı diyeceklerdi.
İnsanların canı yanıyor canı!
Yalandan değil gerçekten hayvansever olanlar, hayvanları kendi evladı gibi görür.
İşte bir kesim bunu anlayamıyor.
Ebeveynler, kendi evladına bir şey yapan olursa dünyayı yakacağını söylerken –ki son derece de haklıdırlar, kainatı yaksalar yeridir- sokak hayvanlarına zulüm edenlere gösterilen tepkileri neden abartılı bulur?
Onlar da hayvanseverlerin evladı. Bunu anlamak bu kadar mı zor?
Yaşanan vahşetten ve üzüntüden insanların zaman zaman kontrollerini kaybetmeleri gayet doğal.
Cana kıyılmış cana!
Hem de hunharca, canavarca, vahşice.
Evet son zamanlarda belli bir kesim tarafından sokak hayvanlarına karşı düşmanlık pompalanıyor.
O masum canlara yapılan saldırıların birçoğu da bundan kaynaklanıyor.
Yıllardır sokaklarda beraber yaşadığımız, oynadığımız köpeklerin hepsi adeta bir canavarmış gibi gösteriliyor.
Yaşımız yarım asrı devirdi. Sokaklarda köpeklerle büyüdük.
Köpeklerin nasıl dost canlısı olduklarını biliriz.
Arada yaşanan saldırı vakaları var mı var.
Bunu inkar eden yok.
Bir suçu kim işlediyse sorumlusu odur.
Olayla alakası olmayan başkaları değil.
Durup dururken saldırganlık gösteren her köpek alıp barınağa götürülmeli, bir daha da oradan çıkmamalıdır.
Ancak topluma uyumlu yaşayan, zararsız canlar da özgür kalmalıdır.
“Onlar hayvan ne yapacakları belli olmaz” diyenler…
İnsanların ne yapacakları belli mi?
Cezaevlerinde cinayetten yatan onbinlerce mahkum, cana kıyacağını aklının ucundan bile geçirmiyordu.
Ama bir gün bir şekilde katil oldular.
Dolayısıyla biz insanların da ne yapacağı belli değil.
Bizler suç işlemeden kapatılmıyorsak masum hayvanlar da SEBEPSİZCE barınaklara hapsedilemez.
Geçenlerde Osmangazi Belediyesi’nin Hayvan Barınağı’na gittik.
Görüldüğü kadarıyla son derece güzel bir tesis.
Ancak buna rağmen kafeslerdeki köpekler insan gördüklerinde “Bizi kurtarın” diye zıp zıp zıplayıp tellere tırmanıyorlar.
İnsanın içi parçalanıyor. Yani o masumlar barınaklarda mutlu falan değil.
Hele bazı hadsizler “Sokak köpekleri öldürülsün” deme cüretinde dahi bulunabiliyor.
Hayırdır, ALLAH’ın verdiği canı almak size mi kaldı?
Bu nasıl bir hadsizliktir, bencilliktir, acımasızlıktır?
İnsan veya hayvan fark etmez hiçbir canlı diğerinin canına kastetmemelidir. Hiçbir canlının buna hakkı yoktur.
Medeni ülkelerde sokaklarda köpekler yokmuş.
Mesela bunu diyenler yaya geçitlerinde yayalara yol veriyor mu acaba?
O medeni ülkelerde olmayan ama ülkemizde var olan o kadar çok olumsuzluk var ki, sayfalarca yazsak bitiremeyiz.
Ama medeniyet denince bazılarının gücü sadece köpeklere yetiyor.
Özetle insan, çocuk, hayvan, bitki her canlı kıymetlidir ve yaşam hakkı vardır.
İnsani yönü gelişmiş olan herkes de bu haklara saygı gösterir.