Kıymetli okurlar, hepimizin malumu üzerine ticari hayatımızın en önemli ödeme araçlarından birisi çektir. Bir kimsenin, bankadaki hesabından belgede yazılı miktar kadarının belgede adı yazılı olana ya da onun belgeyi havale ettiği kimseye ya da belgeyi taşıyana ödenmesi için düzenlediği, belli biçim ve özelliği olan yazılı belge olarak tanımlanan çek her sektörde önemli bir yurt içi ödeme aracı olarak kullanılmaktadır.
Ticari hayatımızda bazı çeklerin ödeme günü geldiğinde banka hesabında karşılığının bulunmadığı da görülmektedir. İşte bu çeklerin hangi dönemde karşılık ayırmak suretiyle gider yazılacağı ise tartışma konusu doğurmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323’üncü maddesinde;
“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.” Hükmü yer almaktadır.
Lakin burada ihtilaflı olan konu ise, çekin karşılıksız çıktığı dönemde mi gider yazılacağı yoksa takibin yapıldığı dönemde mi gider yazılacağı konusudur. Konuya ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 11395140-105 [323-2015/VUK-1-19556]-48699 sayı ile özelge ile “Karşılıksız çıkan çekin karşılıksız çıktığına ilişkin kaydın yapıldığı dönem itibariyle dava veya icra takibine başlanılması gerekmekte olup, bu dönemde karşılık ayrılmayan alacaklar için müteakip yıllarda karşılık ayrılması mümkün değildir.” Hükmü ile konuya bir yasal mevzuat yorumu getirmiş olsa da kanun dayanağı konusunda bir netlik mevcut değildir.
Görüş metni sonunda “Yukarıda yapılan açıklamalara göre, tahsil edemediğiniz çek bedelinden kaynaklanan alacağınızın ihtiyati haciz konulan gayrimenkulun vergi değerine kadar olan kısmı teminatlı kabul edileceğinden bu kısma tekabül eden alacağınıza şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılması mümkün değildir.” Hükmü de yer almaktadır.
Şahsi kanaatimizce vergi mevzuatının ve mali hukukun daha net ve anlaşılabilir şekilde uygulanabilmesi adına karşılıksız çıkan çeklerin takibinin başlandığı dönemde gider yazılmasına ilişkin kanun düzenlemesi büyük önem arz etmektedir.