Son yıllarda mevsimlerde bir takım değişiklikler olduğunu, yağmurun karın eskiden beri bildiğimiz gibi değil bir başka türlü yağdığını ve en önemlisi hava sıcaklıklarının çok ama çok arttığını fark ediyoruz. Buna KÜRESEL ISINMA denmektedir. Küresel ısınmanın etkilerini özellikle ülkemiz Türkiye’de çok daha net görebilmekteyiz.
Bu konuda konunun uzmanları muhtelif makaleler yazmakta, halkı bilinçlendirmeye çalışmaktadır. Ben bir yeminli mali müşavirim. Konunun uzmanı değilim, ama küresel ısınmanın farkına varan bir birey olarak ben de toplumu ikaz etmek zorunda olduğumu hissediyorum.
Karbon ayak izi gerçek mi?
Karbon ayak izi, küresel ölçekte toplam ekolojik ayak izinin en büyük bileşeni olduğu gibi, Türkiye’nin ayak izinin de en önemli parçasını oluşturmaktadır. Türkiye hidrolik, güneş, rüzgâr, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları bakımından oldukça yüksek bir potansiyele sahip olup son zamanlarda özellikle yenilenebilir kaynaklara yönelmiştir.
Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür.
Bu iki ana parçadan oluşur. Doğrudan (birincil) ayak izi ve dolaylı (ikincil) ayak izi.
a. Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
b. İkincil ayak izi ise kullandığımız ürünlerin tüm yaşamın döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Küresel ısınmanın artışının etkilerini bütün dünya gibi Türkiye’de de görmekteyiz. Özellikle sera gazı emisyonları ile karşı karşıyayız. Dünya ülkeleri de bu konuda çalışmalarda bulunmaktadırlar.
Çok yakında karbon ayak izi, sera gazı gibi konuların ticareti yapılmaya başlanacaktır. Dolayısıyla firmaların sera gazı emisyonlarının – karbon ayak izi hesaplaması, raporlanması önemli hale gelecektir.
Ülkemizde de konunun önemi anlaşılmış ve karbon ayak izi hesaplaması ve sera gazı hesaplamaları için birçok firma kurulmuş olup hizmet vermektedirler.
Karbon ayak izleri insanların ve firmaların faaliyetleri sonucunda atmosfere gönderilen sera gazlarının karbondioksit eşdeğerlerinde çeşitli yöntemler ile hesaplanmasıdır. CO2 Emisyonu dünyamıza büyük ölçüde zarar vermektedir. Kurumsal firmaların faaliyetleri kapsamında verilen zararların en aza indirilmesi için emisyonların öncelikli olarak hangi miktarlarda olduğunu bilmesi ve buna bağlı olarak azaltma için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Doğrudan veya dolaylı bir yol ile tükettiğimiz her türlü fosil yakıt sayesinde CO2 salınımı meydana gelir.
Misal firmanın mal üretimi için fabrikasında kullandığı elektrik, şahısların üşüdüğünde evlerinde açtığı doğalgaz vb. durumlar salınım sebepleridir.
Karbon ayak izini azaltmak için öneriler
* Düşük güçlü araba,
* Bisiklet
*Yürüme
* Arabanın düşük süratlerde kullanılması
* Yakıt tasarrufu
* Atıkların azaltılması,
* Gerektiği kadar ambalaj malzemesi
* Bitkisel ve hayvansal atıkların çöpe atılması yerine gübre olarak kullanılması
* Geri dönüşüm
* Güneş enerjisi kullanmak
* Binalar yeteri kadar havalandırılmalı
* Isı yalıtımlı binalar yapılmalı
* Elektrik için yenilenebilir enerji kullanmak, tasarruflu ampuller, buzdolapları, klima cihazlarını tercih etmek.
* Toplu taşıma aracı kullanmak
İkincil ayak izini azaltmak için teklifler
* Bir şeyler satın alındığında bu ürünlerin nerelerde üretildiği ve üretimde hangi maddelerin kullanıldığı göz önüne alınmalıdır.
* İmalat ya da nakliyesinde yüksek emisyona sahip olan ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
* Örnek şişe suyu. Şişelenme ve nakliyesi çok karbon ayak izine sebep olur.
* Yiyecek ve içecekte yerli ürün kullanılmalıdır.
* Et tüketimi özellikle kırmızı et tüketimi azaltılmalıdır.
* Uzak ülkelerden gelen elbiselerin etiketlerinden anlaşılması hâlinde yakında üretilmiş uygun elbise tercih edilmemelidir.
Muhtelif kaynaklardan edindiğim bilgileri siz sayın okuyucularıma iletmeyi görev biliyorum. Lütfen dikkat edelim, bu güzel dünyayı torunlarımıza en güzel haliyle bırakalım.
Kirli, havasız, dünya yerine bizlerin çocukluğumuzda yaşadığımız güzel dünyamızı çocuklarımız ve torunlarımıza bırakmalıyız ki gelecek nesiller de mutlu nesiller olsun.