IMF’e göre, dünyanın en büyük ekonomisine sahip 20 ülkesi şöyle:
1-ABD 26.949,6 trilyon dolar
2-Çin 17.700,9 trilyon dolar
3-Almanya 4.429,8 trilyon dolar
4-Japonya 4.230,9 trilyon dolar
5-Hindistan 3.732,2 trilyon dolar
6-İngiltere 3.332,1 trilyon dolar
7-Fransa 3.049,0 trilyon dolar
8-İtalya 2.186,1 trilyon dolar
9-Brezilya 2.126,8 trilyon dolar
10-Kanada 2.117,8 trilyon dolar
11-Rusya 1.862,5 trilyon dolar
12-Meksika 1.811,5 trilyon dolar
13-Güney Kore 1.709,2 trilyon dolar
14-Avustralya 1.687,7 trilyon dolar
15-İspanya 1.582,1 trilyon dolar
16-Endonezya 1.417,4 trilyon dolar
17-TÜRKİYE 1.154,6 trilyon dolar
18-Hollanda 1.092,7 trilyon dolar
19-Suudi Arabistan 1.069,4 trilyon dolar
20-İsviçre 905,7 milyar dolar
IMF’ye göre kişi başına milli gelirde durum:
1-Lüksemburg 135.605 dolar
2-İrlanda 112.248 dolar
3-İsviçre 102.866 dolar
4-Norveç 99.266 dolar
5-Singapur 87.884 dolar
6-Katar 81.968 dolar
7-ABD 80.412 dolar
8-İzlanda 78.837 dolar
9-Danimarka 71.402 dolar
10-Avustralya 63.487 dolar
69-TÜRKİYE 13.384 dolar
Bizi kıskanan Almanya’nın 2023 kişi başına düşen milli geliri 52.824 dolar. Dünya’nın dördüncü büyük ekonomisine sahipler ama milli gelirde on dokuzuncu sırada. İlk ona bile girememiş zavallılar.
Türkiye’nin uzun yıllardır ilk kez nüfusu yerinde saydı. İnsanlar çocuk sahibi olma konusunda ekonomik nedenler ve gelecek endişesi nedeniyle çekimser kaldılar. Taşıma nüfus, yani yabancılara verilen yoğun vatandaşlık ile dahi 2023 nüfusumuz artmadı. Bu nedenle ekonomik performansın nüfusa oranı olan kişi başı milli gelir bir parça yükseldi.
Bir Alman vatandaşının seviyesinde milli gelire ulaşabilmek için ise bugünkü ekonomik performansımızı nüfus artmadan 4 kat artırmanız gerekiyor. Almanya’nın ekonomik gücü, üretme gücünden gelmekte. Bizdeki ithalata dayalı tüketim ise bu şansı tersine çevirmekte.
Gelişmiş küçük ülkelerin milli gelirleri, ekonomik performansları, üretim güçleri ya da marka değerleri, belirli konularda uzmanlaşma oranları yüksekken, eğitime verdikleri önem ve bilimsel verilerle nüfus planlaması uygulamalarından kaynaklanıyor.
Katar gibi ülkelerin durumu ise enerji kaynaklarına sahip olmalarından. Örneğin balıkçılık İzlanda’nın önemli bir ihraç ürünüdür. Biz kilometrelerce sahil şeridine ve biri iç, dört denize, onların neredeyse on misli balıkçı motoruna sahipken, denizlerimizde balığın neslini kurutmamız, dünyanın dört bir yanından balık ithal eden ülke olmamız, İzlanda’nın ise dünya çapında balık ihracatçısı olması nasıl bir gaflettir. Nedeni ise hemen her konuda olduğu gibi basittir. Cehalet, adaletsizlik, liyakat eksikliği ve her konudaki suistimaller.
Hindistan’a dikkat çekelim. Dünya’nın beşinci büyük ekonomisi. Büyüme hızı yüzde 7’lerde. Ancak kişi başına düşen milli geliri 2.612 dolar. Nüfusu ise 1,44 milyar. Eğitim kalitesi son derece düşük. Bu basit ve kısa veriler bile ne yapmamız gerektiğini açıkça gösteriyor. Listeler incelendiğinde, başarının daha çok eğitim, bilim, liyakat, dürüstlük, yönetimde şeffaflık, denetim ve adalette aranması gerektiği ortada.