Sınai Mülkiyet Kanununun 155 (1) madde fıkrası uyarınca; marka hakkı sahibi, kendi hakkın-dan daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış oldu-ğu tecavüz davasında, sahip olduğu marka tescilinden doğan hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.
SMK m.155 (1) fıkra gerekçesinde; “..başkasının sınai mülkiyet hakkına te- cavüz ettikleri tespit edilen kişilerin, o sınai mülkiyet hakkından daha sonraki bir tarihte kendi adlarına yapılan tescile dayanmalarının önü kapatılmıştır. Sonraki tarihli tescil, bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmemiştir. Böylece ara- daki kullanımların şartları gerçekleşmişse hakka tecavüz oluşturacağı ve her ne kadar davalı taraf adına tescil mevcut olsa da bu dönemdeki kullanım için de şartları varsa tazminat sorumluluğunun doğacağı kabul edilmiştir.” ifadelerine yer verilerek, sonraki tarihli tescilin bir hukuka uygunluk gerekçesi olamayacağı; tescilin mevcut olması sürecinde tecavüz davası açılmasının mümkün olduğu, tecavüz teşkil eden kullanımlardan dolayı tazminat sorumluluğunun da bulunduğu benimsenmiş bulunmaktadır.[1]
Böylece yasa koyucu, marka hakkına tecavüz davalarında çatışan haklar sorununu, özel bir “öncelik ilkesi” ile çözüme kavuşturmuş bulunmaktadır.
Madde hükmünde belirtilen tecavüz davasının davacısı; marka hakkını olası savunma gerekçesi olarak ileri sürecek olan kişiye karşı, bu kişinin marka hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip dava açan marka hak sahibidir. Söz konusu davada, davalı tarafın, sonraki tarihli tescilli marka veya marka başvuru hakkı sahibi olabileceği açıktır.Ancak bu durumda, SMK m.155(1) madde fıkra hükmü uygulama görür.
Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.