Sabah Balıkesir’deki patlama gerçekleşti... Akşamüzeri ise dar gelirli, asgari ücret mahkumu yurdum insanı asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk zammın şok dalgası ile derinden sarsıldı....
Asgari ücrete yapılan yüzde 30 oranındaki 22 bin 104 liralık zam, emekliye ve memura da yapılacak zammın da işaret fişeğidir... Emeklilere ocak ve temmuz olmak üzere iki dönemde zam yapıldığına göre, 2025’in ilk altı ayı için yüzde 20 bile zam yapılmaz!...
Ama vicdansız ev sahiplerinin emlak sitelerinden kiralık ilanlarını çektikleri medyada haber olarak yer aldı. Maaş zamlarından sonra duruma göre kira fiyatlarını yükselteceklermiş! Kira zamlarında ev sahipleri TUFE filan tanımıyor. Kafalarına göre zam yapıyorlar.
Şimdi yüzde 30 zam alan asgari ücretlinin maaş farkı kiracıysa, ev sahibinin yaptığı zammı bile karşılayamayacak...
Aylardır yazıp duruyorum... Bundan 20, 25, 30, 40 yıl önce, enflasyonun en azdığı, devalüasyonların yapıldığı dönemde bile insanlar barınma krizi yaşamadı.
Emekliler, asgari ücretle çalışanlar tek maaş da olsa bütçelerine uygun konut bulur ve yaşamlarını idame ederlerdi. Şimdi mümkün değil.
Görünen o ki çok zor bir 2025 yılı geçireceğiz... Emekliler, yaşlılar ciddi bir barınma, beslenme sorunu yaşayacak. Zaten sağlığa erişim hak getire...
(Bugün hasta bir dostumuzun tedavisi için bir dozu 140 bin lira olan ilaç tedavisi gördüğünü öğrendim... SGK’nın karşılaması için Bölge İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma davası açılıyormuş, Yürütme durdurulduğunda SGK ilacı ödüyormuş. İnsanlar canıyla mı, bu işlerle mi uğraşacak?)
Yeni asgari ücrete ilk itiraz edenler arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel yer aldı. . Perşembenin gelişi çarşambadan belli. Emekli ve memur maaş zamları da beklentilerin çok altında olacak... CHP’li belediyelerin huzurevi fiyatlarını zamlamayı bırakıp yenilerini yapmaya başlaması şart. Zira çok sayıda emekli aç ve açıkta kalacak...
Asgari ücrete yapılan zamma tüm işçi konfederasyonları tepkili. Açıklamalar art arda geliyor. Asgari ücretli vatandaşlar ise seslerini sosyal medya platformlarında yükseltiyor...
Mevcut tablo 2025 yılında bir erken seçimin olmayacağını gösteriyor...
ÖNLENEBİLİR HER ÖLÜM CİNAYETTİR
Balıkesir Karesi’de mühimmat üretiminin yapıldığı bir fabrikada şiddetli bir patlama meydana geldi...
İlk açıklamalarda 12 kişinin öldüğü yer almıştı... Ancak daha sonra yaşamını yitirenlerin 11 kişi olduğu, hatanın beden bütünlüklerindeki bozulmadan kaynaklandığı anlaşıldı...
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıklar ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler hemen patlama bölgesine intikal ettiler...
Bu gibi olaylardaki rutin protokol işledi. Yani hastane ziyaretler, yaralılara şifa, ölenlere rahmet dilekleri, gerekli denetimlerin yerinde ve zamanında yapıldığı yönündeki açıklamalar...
Öte yandan televizyon haber kanallarında aynı işyerinde 14 yıl önce bir patlamanın daha yaşandığı yer aldı...
Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Bursa Şubesi hızlı bir refleks göstererek “Önlenebilir her ölüm cinayettir” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
(Ersan Tekin Mutlu’nun Başkanlığı üstlendiği KMO şube yönetim kurulunda “Bilge Gizir, Vedat Sezer, Osman Atakcı, Meral Çoban, Elif Canay Bozoğlu, Aykut İsar” görev yapıyor..)
Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Balıkesir'in Karesi ilçesinde bulunan bir Patlayıcı fabrikasında 24 Aralık tarihinde meydana gelen patlamada 11 işçimizin hayatını kaybettiği ve 7 işçimizin yaralandığını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Hayatını kaybeden işçilerimizin ailelerine başsağlığı, sabırlar ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Kimya Mühendisleri Odası olarak, endüstriyel tesislerde İşçi Sağlığı ve Güvenliğinin öncelikli olarak ele alınması gerektiğini, düzenli olarak yapılması gereken denetimlerin gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Bu tür patlamaların önlenmesi için uygun risk değerlendirmeleri, yüksek standartlarda işletme prosedürleri ve düzenli denetimlerin şart olduğu açıktır.
Endüstriyel tesislerde üretim ve çalışma koşulları, çok ciddi bir şekilde planlanmalı, uygulanmalı ve denetlenmelidir.
Geçmişte benzer olayların yaşanmış olması ve hatta artık nerdeyse gün aşırı Fabrika yangınlarının, endüstriyel kazaların yaşanmakta olması yüksek riskli fabrikalarda gerekli önlemlerin yeterince alınmadığını göstermektedir. Devlet denetim mekanizmalarının şeffaf ve etkin bir şekilde işletilmesi gerekmektedir.
Özellikle, kimyasal madde işleyen ve patlayıcı madde üreten işletmelerde alınan önlemlerin hem ulusal hem de uluslararası standartlara uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kontrol süreçlerinde Yarı Kamu kurumu niteliğinde olan ve Kamucu bir bakış açısıyla halkın sağlığı ve güvenliğini gözeten bir anlayışla hareket eden TMMOB ve bağlı odalar bu süreç içerisinde yer almalıdır.”
'BAĞIMSIZ SORUŞTURMA YAPILMALI'
KMO olarak yetkililerden beklentiler ise basın açıklamasında şöyle sıralanıyor:
“...Kimya Mühendisleri Odası olarak yetkililerden beklediğimiz;
Patlamanın tüm yönleriyle incelenmesi, sorumluların tespit edilmesi ve adaletin sağlanması için bağımsız bir soruşturma yürütülmelidir.
Yüksek riskli tüm endüstriyel tesislerin düzenli olarak denetlenmesi, denetimlerin bilimsel ve teknik kriterlere dayanarak gerçekleştirilmesi ve sürecin içerisinde odamızın yer almaşı sağlanmalıdır.
Patlayıcı maddelerin depolanması, işlenmesi ve taşınmasında ilgili yönetmelik ve standartlar esas alınmalıdır.
İşçilerin güvenliği için modern teknolojilere ve altyapıya yatırım yapılmalı, çalışma koşulları insani ve güvenli bir seviyeye yükseltilmelidir. İş güvenliği, işverenlerin bir maliyet unsuru değil, sorumluluğu olarak görülmelidir.
Soruşturmasının kamuoyuna açık, meslek odaları ve sendikaların katılımı ile gerçekleşmesini gerekliliğini hatırlatıyor, Kimya Mühendisleri Odası olarak, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.,”