Pestisitlerin insan sağlığına ve diğer canlıların hayatına zarar verdiği artık net bir şekilde biliniyor…
Pestisit, tarımda ekinlere ve bitkilere zarar verme potansiyeli bulunan haşereleri, istenmeyen yabani otları, böcekleri yok etmek ve kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal bir zehir olarak tanımlanıyor.
Fortuna Türkiye’de 11 Ekim 2023’teki yayınlanan haberde Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından “Tarımda Kullanılan Zehirler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar: Pestisit Atlası” araştırma sonuçları yer alıyor:
DÜNYADA YILDA 4 MİLYON TON PESTİSİT KULLANILIYOR.
Pestisit atlasına göre;
“Dünyada yılda 4 milyon ton pestisit kullanılıyor. Küresel pestisit pazarının 130,7 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor.”
AB Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) Avrupa’da tarımsal alanlarda peptisit kullanımını yasaklarken üretimine ve ihracatına kısıtlama koymuyor!
Her yıl dünyada 385 milyon kişi pestisit zehirlenmesi yaşıyor.
Mağdurlarda yorgunluk, halsizlik, baş ve eklem ağrısı, kusma, ishal görülebiliyor.
Her yıl yaklaşık 11 bin kişinin pestisit zehirlenmesinden hayatını kaybediyor. En yoğun etkilenenler ise tarım sektörü çalışanları. Ancak havaya ve suya karışabildiğinden tarımsal alanların dışında yaşayan ya da tarımla uğraşmayan insanlar açısından da tehlike yaratıyor.
Pestisit Atlası’nda, son yıllarda özellikle Parkinson hastalığı veya lösemi gibi kronik rahatsızlıklarda önemli bir artış yaşandığına vurgu yapılıyor.
Bu alanda önemli bilimsel çalışmaların olduğu ifade edilen Atlas’ta pestisitler ayrıca karaciğer ve meme kanseri, tip 2 diyabet ve astım, alerji, obezite ve hormon bozuklukları açısından artan risk oranlarıyla da ilişkilendiriliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün alt kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (IARC), glifosatı 2015 Mart’ında olası bir kanserojen olarak sınıflandırırken…
2019 yılında Washington Üniversitesi’nde yapılan bilimsel bir meta-analiz, pestisite maruz kalan kişilerde non-hodgkin lenfoması geçirme riskinin göreli olarak yüzde 41 arttığını da ortaya koyuyor.”
“ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN PESTİSİT SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ”
Velhasıl mevzu çok önemli… Pestisitlerin Avrupa ülkelerinde kullanımı yasak… Peki Türkiye’de durum nasıl?
Türkiye’de pestisitte 2009'dan Ağustos 2023’e kadar 223 aktif maddeye ait bitki koruma ürününün kullanımı yasaklandı..
8, 9 yıl önce İstanbul’daki bir etkinliğe katılmıştı. LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezer ve diğer uzmanlar, tarımsal üretimde kullanılan başta pestisitler olmak üzere kimyasalların kansojen etkilerini anlatıp uyarmışlardı…
Nedense sanayi, turizm, tarih, kültür kenti olduğu kadar tarım kenti de olan Bursa’da pek tartışılmayan pestisiti bir sanayici örgütünün BUSİAD’ın gündemine alması son derece önemli…
BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu tarafından “Çevre ve İnsan Sağlığı Açısından Pestisit Sorunu ve Çözüm Önerileri” konulu panel düzenlendi…
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın yönetiminde gerçekleştirilen etkinlikte Bursa Uludağ Üniversite Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, pestisitin çevreye olan zararlarını değindi.
PESTİSİT KULLANIMI YÜZDE 51,10 ARTARKEN BUĞDAYDA VERİM ARTIŞI YÜZDE 14, 17 AZALDI!
Doç Dr. Dindar, dünyada ve 1990 ile 2020 yılları arasında Türkiye’de de pestisit kullanımın arttığını belirterek, Bursa’da da artışın yüksek olduğunu söyledi.
Pestisit kullanımın artmasıyla verimlilik artışı olmadığını da kaydeden Doç Dr. Dindar oldukça çarpıcı bilgileri paylaştı:
“Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2014-2018 yılları arasında pestisit kullanımı yüzde 51,10 artmasına rağmen, hektar başına ton olarak buğdaydaki verim artışı yüzde 14,17 azalmıştır.”
Pestisitin biyoçeşitliliği de olumsuz etkilediğini kaydeden Dindar, son 50 yılda biyoçeşitliliğin yarısının kaybolduğunu söyledi. Sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçilmesi gerektiğini de kaydeden Doç Dr. Dindar, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında pestisit kullanımını azaltmak zorunda kalacağımızı da ifade etti.
BİLİNÇSİZ KULLANIM...
Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nabi Alper Kumral, çok yüksek etki, kolay uygulanma, düşük maliyet, kolay ulaşılabilirlik, depolama ömrünün uzunluğu nedeniyle pestisitlerin tercih edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Kumral, pestisitlere mecbur olunmadığını, farklı yöntemlerin bulunduğunu belirterek, yan etkileri hakkında da bilgi verdi.
Prof. Dr. Kumral, deri, ağız ve solunum yoluyla zehirlenmelere neden olduğunu, bunların yüzde 11’inin kaza ve bilerek, yüzde 33’ünün kullanırken, yüzde 56’sının ise yiyeceklerle bulaştığını ifade etti.
Prof. Dr. Kumral, akut ve kronik etkileri olan pestisiti kullanırken çiftçilerin bilinçsiz olduğunu da ifade ederek, maske, eldiven, tulum, gözlük takma gibi konularda istenilen noktada olunmadığını dile getirdi.
Prof. Dr. Kumral, 216 pestisitin yasaklandığını, 31’inin de yasaklanmak üzere olduğunu da kaydetti.
“HAMİLELER VE ÇOCUKLAR...”
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Mine Sibel Gürün ise şu bilgileri paylaştı:
“Pestisitler ve hastalıklar arasındaki yakın ilişki uzun bir süreden beri bilinmektedir.
Çocuklar ve hamileler pestisitin etkilerine en fazla duyarlı olan popülasyonlardır. Başta kanser olmak üzere, nörodejeneratif hastalıklar, immün sistem hastalıkları, çocuklarda bilişsel gelişim bozukları, bazı endokrin hastalıkları ile pestisitler arasında yakın ilişki bulunmuştur.
Tarımda, evlerde, okullarda, bahçelerde ve halka açık yerlerde pestisitlerin yaygın kullanımı, dünya çapında milyonlarca çocuğu ve yetişkini olumsuz etkilemektedir. Günümüzde çocuklar bir nesil öncesine göre daha fazla hasta oluyor.
Anne karnında veya ilk 5 yılda pestisite maruz kalan çocuklarda, başta çocukluk çağı kanserleri (lösemi ve lenfomalar) olmak üzere, böbrek üstü tümörleri, nörolojik gelişimde sapma, DEHS (dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu) ve otizm görülüyor.”
“DEVLET ALTERNATİFİ DESTEKLEMELİ...”
Sagron Tarım A.Ş.’den Ziraat Mühendisi Ali Sarıbal farklı bir pencereden bakarak pestisitlerin şimdilik başka bir alternatifinin olmadığını ifade etti…
Sarıbal ,“Verim kaybı, kaliteli ve pazarlanabilir standartlarda ürün yetiştirmek, ekonomik ürün yetiştirmek, yetiştirilen ürünlerin raf ömürlerini uzatmak amacıyla pestisitler kullanılmaktadır” derken…
Pestisit kullanılmaması durumunda ürünlerde yüzde 50 ile yüzde 90 arasında ürün kaybı yaşanacağına, kimyasal mücadele dışında alternatif mücadele yöntemlerinin olduğunu ve bu yöntemlerin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı…