Yaşadığımız sıcak yaz aylarının yarattığı zor yaşam koşullarından sadece biz değil, dünyanın çeşitli bölümlerindeki insanlar da çok etkilendi. Aslında 2023 yazı son 143 yılın en sıcak zamanı olarak kayıtlara geçti. Avrupa Birliği İklim Değişikliği verilerine göre, haziran-temmuz-ağustos aylarında sıcaklık küresel çapta en yüksek seviyeye ulaştı. Bu sıcaklığın olumsuz etkileri incelenirken gözler şimdi de gelmekte olan kışa döndü, nasıl bir kış koşulları bekleniyor, bu koşullardan insanlar nasıl etkilenecek? Kış koşullarını belirgin biçimde yaşayan ülkelerde, örneğin Kuzey Amerika’da ve tabii bizde de, insanların kafasında belirlenen soruların başında, Bu kış ne kadar soğuk olacak? Ne kadar kar yağacak? geliyor. İşte bu soruların cevabını bilim insanları araştırıyor ve diyorlar ki;
Kar tavşanlarını ve kızak sevenleri kesinlikle heyecanlandıracak bol miktarda soğuk ve kar geliyor, sezon boyunca çok kalın, çok kabarık beyaza hazır olun. Normalin üzerinde yağacak karın yanı sıra, genelde kış aylarını karlı geçiren bölgelerde normalin alt sıralarında soğuk hava yaşanacak. Kasım ayından itibaren yoğun kar yağışlarının başlaması bekleniyor, şiddetli fırtınalar baharın başına kadar devam edecek. Macera dolu kar sporlarıyla geçireceğiniz soğuk bir günün sonunda günün tadını çıkarmak için ateşin karşısına geçip, bir fincan çay veya kahveyle kış gününün tadını çıkarmaya hazırlayın kendinizi!
Belki ekonomik ve yaşam koşulları sorunsuz olan ülkelerde sert bir kışın keyfi böyle çıkarılabilir, ama bizim o kadar keyifli olacağımız biraz zor görünüyor. Bizim toplumsal yapımız, ekonomik yapımız tanımlanan yoğun kış koşullarını zorluklar içinde yaşayacağımızı önümüze seriyor. Bu zor kış koşullarına şimdiden, elimizdeki kaynakları israf etmeden, tasarrufu elden bırakmadan hazırlanmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Bu soğukların yaşandığı bölgelerin dışındaki yerleşimlerde yoğun yağışlar görülecek, normalde kuraklık yaşanan bölgelerde de bu kuraklığı söndürecek yağışlar oluşacak. Bahar aylarında sağanak yağışların yaratacağı seller, taşkın olayları yaşanacak, bugünlerde Libya’nın yaşadığı seller gibi. Bilim insanları kışı böyle tanımladıktan sonra, havalar tekrar ne zaman ısınmaya başlayacak? sorusunun cevabını arıyorlar. Yaptıkları araştırmalara dayanarak, kar yağışlarının dineceği Şubat ayından itibaren genel olarak sıcak havaların yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlayacağını vurguluyorlar.
İklim koşullarındaki değişimler, yani İklim Değişikliği gerçeği, yer küre üzerinde yaşayan insanların ve de tüm varlıklarının yaşam şekillerini etkiliyor, yeni koşullar da yaşamı sürdürmede değişimlere neden oluyor.
Bu konuda her ağustos ayında yayınlanan ‘’Çiftçinin Almanağı’’ isimli yıllık bir Amerikan Dergisi, 1818’den bu yana hem ABD hem de Kanada için uzun vadeli hava durumu tahminlerini okuyucularına aktarıyor. Yayın aslında hava tahmininin fazlasını da yapıyor; doğal ilaçları, ürün bilgileri ve çiftçilerin gereksinim duyacağı tüm hava koşulları üzerindeki varsayımları değerlendiriyor.
Ağustos ayında yayınlanan derginin her yeni baskısında 16 aylık hava tahmin raporu aktarılır. Yayın bulgularını yedi ayrı bölgeye yayar ve ayrıca mevsimsel hava durumu haritalarına da yer verir. Dergide yer alan bu tür veriler üzerinde yıllar boyu çalışan bilim insanları, güvenilir bir dizi kuralı kullandıklarını, bu kuralları zaman zaman biraz değiştirerek gök bilimin bazı köşe taşlarını oluşturduklarını anlatırlar.
Biliyorsunuz, ben her vesile ile köşemde insanlığın karşısına dikilmeye başlayan İklim Değişikliği felaketini önünüze sererim. Bu hafta da ABD’li bilim insanlarının bu konu üzerindeki araştırmalarını, bu araştırma sonuçlarının halkla buluşmasını aktardım.
İnanıyorum bizim bilim insanlarımız da insanlığın karşısındaki bu doğa felaketini inceliyorlar, gelişmeleri yakından takip ediyorlardır. Ama önemli olan bu araştırma sonuçlarının halka ve de en önemlisi toplumumuzu yönetenlere iyi anlatılmasıdır.
Yazımı İklim Değişikliğini pompalayan enerji üretiminde atmosfere salınan karbonun dünyadaki kaynaklarının 2022 yılında nasıl kullanıldığını gösteren rakamları değerlendirmenize sunarak bitiriyorum. Evsel atıkların %14.4’ü geri dönüştürülmüş, %86,6’sı doğrudan doğaya bırakılmış, üretilen enerjinin %35,4’ü kömür, %22,7’si doğal gaz, %14,9’u hidroelektrik, %7,2’si rüzgar, %4,5’u güneş, %2,5’u petrol, %2,7’si diğer kaynaklar kullanılarak üretilmiş…