İngiltere yönetimi, ülkenin elektrik şebekesine bağlanacak yeni elektrik projelerinin sürecini hızlandırma ve yeni alt yapının yakınında bulunan toplulukları ödüllendirme planlarını, duyurdu.
İngiltere’nin 2035 yılına kadar enerji sektörünü karbondan arındırma hedefi var, bu hedefe giden yolda rüzgar ve güneş gibi çok daha fazla yenilenebilir enerji santralı yapımı ve onlarla birlikte elektrik şebekesine bağlanma sistemleri, öne çıkıyor. Bu sistemleri geliştirenler, uzun süredir yavaş şebeke bağlantılarını, yeni enerji projeleri inşa etmenin en zor unsurlarında biri olarak görüyorlar.
Hükümet, şebeke bağlantı sürecinde projelerin önemli çoğunluğunun talep edilen bağlantı tarihini beklemeden alabilmesine ve uygulanabilir projeler için genel bağlantı gecikmelerini beş yıldan altı aya kadar düşürmesine yardımcı olacağını, söylüyor. Ayrıca, yeni iletim alt yapısına en yakın yerde yaşayanlara 10 yıl boyunca elektrik faturalarında 10 bin pounda kadar indirim sağlanacağı da belirtildi. Enerji şirketi icra kurulu, ‘’Bu Britanya’nın dünyanın geri kalanının imrenebileceği altyapı inşa eden bir ulus olarak yoluna devam etmesi için çok ihtiyaç duyulan bir destektir’’ dedi.
Aralıklı yenilenebilir kaynakları dengeleyerek istikrarlı güç kaynağı sağlayan dev piller, geliştiricilerin dünya çapında gaz yakıtlı üretime yönelik çok sayıda projeyi terk etmesine neden olacak kadar ucuz hale geliyor.
Avrupa’da ve ABD’nin bazı bölgelerinde öncelikle rüzgar ve güneş enerjisinin kesintili doğal değişimlerini telafi etmek için kullanılan gazla çalışan tesislerin uzun vadeli ekonomik yapısındaki değişimler, proje finansmanı bankalar, analistler ve danışmanlar tarafından irdelenmektedir. Pil operatörlerinin şebekelere gaz santrallarıyla rekabet edebilecek fiyata güç sağladığını, bunun da gazın daha az kullanılacağı anlamına geldiğini vurgulamaktadırlar. Bu değişim, uzun vadeli gaz talebine ilişkin varsayımları zorluyor ve doğal gazın, enerji geçişinde listelenen en büyük enerji şirketlerinin öne sürdüğünden daha küçük role sahip olduğu anlamına gelmektedir.
ABD merkezli kar amacı gütmeyen kurumların verilerine göre, geçen yılın ilk yarısında dünya çapında 68 gaz santralı projesi beklemeye alındı veya iptal edildi.
Analistler, sistem geliştiricilerinin artık gaz santrallarının 20 yılı aşkın ömürleri boyunca sürekli olarak kullanıldığını var sayan finalsal modellemeyi kullanamayacaklarını, söylüyorlar. Bunun yerine, talebin yüksek olduğu zamanlarda ne kadar gaz üretimine ihtiyaç duyulacağını tahmin etmeleri ve öngörülmesi zor yenilenebilir kaynakların kesintilerini telafi etmeleri gerekiyor.
Başta Avrupa olmak üzere dünya çapında birçok ülke, yedek santralların ödemelerini kapasite piyasalarının aracılıyla sağlamaktadır. Bu pazarlarda enerji üreticileri yedek tedarikçi olmayı teklif ediyorlar. Sistem, fosil yakıtlara sübvansiyon anlamına geleceği gerekçesiyle çevre savunucuları tarafından uzun süredir eleştiriliyor. Savunucuları, yenilenebilir enerjinin sorunsuz bütünleşmesini sağlamanın gerekli olduğunu ve ödemelerin aynı zamanda pilleri de ödüllendirebileceğini, söylüyorlar.
Bu süreç içinde yenilenebilir enerji üretimi de rekor seviyelere ulaştı. Araştırmacıların incelemelerine göre rüzgar ve güneş enerjisi, geçen yıl AB’nin elektrik enerjisinin %22’sini oluşturarak paylarını öncenin iki katına çıkardı ve ilk kez gaz kullanım payını aştı.
Geçen yıl uygulamaya konulan AB kuralları, yeşil finansmana erişim sağlamak isteyen gaz tesislerinin karbon yakalama yöntemiyle inşa edilmesini veya 2035’ten itibaren hidrojen gibi düşük karbonlu gazların kullanımına geçilmesini gerektiriyor.
Enerji dönüşümü hız kazandıkça diğer gelişmeler yedek tesis ihtiyacını azaltabilir. Denemeler, küçük bir gaz santralının karşılayabileceği enerji talebine eşdeğer miktarda ya da Londra’nın yarısından fazlasının bir saatliğine kapatılmasıyla tasarruf edilecek miktardaki enerjiyi kapsıyordu.
Elektrikli araçlar, talebin zayıf olduğu zamanlarda şarj edilebildiklerinden ve talebin en yüksek olduğu dönemlerde evlere elektrik verebildiklerinden veya elektriği şebekeye geri gönderebildikleri için bir başka engelleyicidir. Bir enerji yazılım platformunun yayınladığı raporda, tipik bir elektrikli aracın, ortalama modern bir eve iki gün boyunca güç sağlamaya yetecek kadar enerji depolayabilen bir batarya ile zamanın %90’ında park halinde durduğu, açıklandı. Araştırmacılar, Avrupa’da 2030 yılına kadar bölgenin gaz enerjisi kapasitesinin yaklaşık üçte birini değiştirebilecek 40 milyon elektrikli aracın olması bekleniyor.
İngiltere’nin elektrik enerjisine dönüşüm sürecindeki bu yaşananlar, umarım halen çok yavaş ilerleyen bizdeki dönüşüme de ışık tutar, yol gösterir…