USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Türk uçak sanayi-1-

03-04-2023

Cumhuriyetin ilanından sonra Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yoğun çabaları ile her alanda önemli atılımlar yapıldı. Bu atılımlar arasında şüphesiz en dikkat çekici olanlardan birisi de, o kadar yoksulluk ve ekonomik sıkıntılar içerisinde yapılan ve büyük ba­şarı sağlanan uçak ve motor sanayileridir. Kurulan uçak fabrikası ile çok sayıda ve çeşitte uçak üretilirken ilerle­yen yıllarda yanlış politikalar sonucu ne yazık ki kapatı­lan uçak ve motor fabrikalarının akıbeti, kim tarafından neden kapatıldıkları gibi sorular, en çok merak edilen konuların başında geliyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında uçak fabrikası kurulması öncesinde ilk uçak, Türk Havacılığı’nın sem­bol ismi olan ve günümüzde üreti­len yeni nesil temel eğitim uça­ğına adı verilen Vecihi Hürkuş ta­rafından 1924 yı­lında üretilmiştir.

Türk Hava Ku­rumu, Cumhuri­yetin ilanından 16 ay sonra 16 Şubat 1925’te Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emirleriyle “Türk Tayyare Cemiyeti” adıyla kurulmuştur. Cemiyet’in kuru­luş amacı; Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak, hava­cılığın her yönüyle gelişmesini sağlamak, bunlar için gerekli araç ve gereci hazırlamak; personeli yetiştirmek ve “Uçan Bir Türk Gençliği” yaratmaktı.

THK’nın kurulmasından sonra uçak fabrikası kurul­ması için harekete geçildi ve Alman Junkers firması ile ortaklaşa olarak 15 Ağustos 1925 yılında Kayseri’de Tay­yare, Otomobil ve Motor Anonim Şirketi (TOMTAŞ) ku­ruldu. Fabrika 1930 yılından sonra seri üretime geçti ve Kayseri fabrikasında 212 adet, bilahare kurulan Etimes­gut tesislerinde ise 10 yıl içinde 5 ayrı tipte 134 adet uçak üretildi. Bu dönemde Ankara’da dönemin ve dün­yanın en gelişmiş rüzgâr tüneli inşa edilmişti. Sonra­sında Alman firması ile yaşanan anlaşmazlıklar sonucu sözleşme feshedildi ve Junkers hisseleri Türk tarafınca satın alındı. Kayseri fabrikasında üretilmiş ve 1951 yı­lında Danimarka’ya satılmış THK-5A modeli ambulans uçaklardan birisi hala Kopenhag sağlık müzesinde ser­gilenmektedir. Danimarka daha sonra 1953 yılında 26 adet daha sipariş vermek istemiş, ancak bizim siyasi zihniyet, kendisi ABD’den savaş uçağı almazmış gibi bir taraftan “uçak harp silahıdır, yurt dışına satılamaz” diye bir gerekçe ile siparişi engellerken, diğer taraftan her türlü desteği keserek fabrikaların zor duruma düş­mesini seyretmiş. Danimarkalı yetkililer 1958’de sipariş için yeniden gelmişler ancak o tarihte fabrika kapatıl­mış, hem de jet motorlu model çalışmaları başlatılmış iken.

1936 yılında Türkiye’de pek çok ilke imza atmış, ileri görüşlü iş adamı Nuri Demirağ, havacılığın önemini görmüş ve uçak fabrikası kurma girişimine başlamış. Millî uçak fabrikası kurmanın önemi üzerinde durmuş ve servetinin büyük kısmını bu konuya vakfetmiş.

Demirağ, uçak fabrikasını memleketi Divriği’de kur­mayı planlamış. Öncelikle İstanbul’da bir deneme atöl­yesi kurmuş. Beşiktaş’ta Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi yanındaki fabrika binasının temeli 17 Eylül 1936 tarihinde atılmış ve inşaat hızla tamamlanmış. Bu arada Demirağ, deneme uçuşları için Yeşilköy’deki Elmas Paşa Çiftliği’ni satın almış. Yeşilköy’deki arazi üze­rine büyük bir uçuş pisti, hangarlar ve uçak bakım atöl­yesi inşa ettirmiş Kurulduğunda “Gök Okulu” olarak adlandırılan ve günümüzde Uluslararası İstanbul Ata­türk Havalimanı olarak kullanılmakta iken, yeni yapılan İstanbul Hava Limanı nedeniyle boşaltılarak âtıl du­ruma getirilen Yeşilköy tesisleri, döneminde Avrupa’nın en büyük havaalanı olan Amsterdam Havaalanı’ndan daha büyük ölçekte inşa edilmişti.

Uçakları kullanacak Türk pilotların yetiştirilmesi için kurulan Gök Okulu’nda 1943 yılına kadar 290 pilot ye­tiştirildi. Demirağ, Yeşilköy’deki Gök Okulu’ndan önce Divriği’de bir Gök Ortaokulu açmış ve 150 yataklı öğ­renci yurdu yaptırmıştı. Sivas’ın hiçbir ilçesinde orta­okul yokken Divriği’deki okulda öğrencilerin her türlü ihtiyacı karşılanıyor, öğrencileri havacılığa özendirmek için İstanbul’a getiriyor ve onlara uçuş dersleri verdiri­yordu. Demirağ’ın hedefi Divriği’de bir Gök Üniversitesi kurmaktı ancak devletten yeterli yardımı göremedi. İs­tanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde Uçuş Mühendis­liği Bölümü kurulması için çaba sarf etti.

Devam edecek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?