Geçen hafta Ahmet Emin Yılmaz köşesinde, ‘’Dağda ilk SİAD: Kentten yöreye dönüş için yola çıktılar’’ başlıklı yazısında, Uludağ’ın arkasında 4 dağ ilçesi olduğunu, Orhaneli, Keles, Harmancık, Büyükorhan ilçelerinde yaşayanların Bursa’ya göç ettiklerini, nüfuslarının birkaç katının Bursa’ya yerleşip yaşadıklarını, aktardı. Bunun nedenlerinin başında dağ yöresinde yatırım olmamasının geldiğini, yeni gelişen tarım ve gerileyen hayvancılık dışında sanayi yatırımı gelmediğini, vurguladı. Bursa Uludağ Sanayici ve İş İnsanları Derneği, BUDSİAD, Başkanı Recep Öztürk ve Genel Sekreteri Ali Akın’ın büyük hedeflerle yola çıktıklarını, iş insanlarının dağ yöresine gelip yatırım yapmalarını sağlamak istiyoruz, dediklerini aktardı. Bu amaçla, bölgemiz özelliklerinden faydalanabiliriz, sadece sanayi yatırımı düşünmemek gerekir, tarım, hayvancılık ve gelişen kırsal turizm de yöre için çok önemli, dediler ve kente göçü, kent merkezinden dağ yöresine göç olarak tersine çevirmek istiyoruz, dediklerini de…
Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının bu bölümünden sonra ben de değerli İlçe Belediye Başkanlarımıza, BUDSİAD yönetimine ve dağ yöremizin değerli iş insanlarına, yörelerini geliştirmek, zenginleştirmek yolunda uygulamaya sokabilecekleri bazı oluşumları, uygulanmış örnekleriyle birlikte sunmak istiyorum.
Önce ‘’…sadece sanayi yatırımı düşünmemek gerekir’’ sözlerinize çok önemli bir tanımlama öneriyorum, hedefinizi, ‘’klasik sanayi yatırımı, OSB’ler kurulmasını kesin istemiyoruz, bizim sanayi yatırımında hedefimiz sadece, tarım ve hayvancılık ürünlerinin üretildiği sanayinin oluşmasıdır’’ şeklinde çok net olarak tanımlayın. Ardından yörenizdeki köyler bazında kooperatifler oluşturun. Bu oluşumlara güzel bir örnek olacak Gürsu’daki Ağaköy Kooperatifi yönetim kuruluyla bir masaya oturun, onlar size kooperatifin kuruluş ve işleyiş düzenini anlatsınlar. Bu arada onlar 80’li yıllarda Avrupa pazarlarını dolaştılar ve o ülkelere ihraç edebilecekleri Santa Maria armudunu buldular, üretmeye ve ürünlerini ihraç etmeye başladılar, hala da üretimlerinin %60’ını ihraç ediyorlar, zengin çiftçiler oldular. Siz de dış pazarlarda kendi ürünlerinizi, Karagöz Çilek, Kiraz, Yaban Mersini, Ahududu, ürünlerinizi tanıtın, ihraç etme yollarını geliştirin.
Bir de tarımla uğraşan ailelerin çocuklarının doğru eğitimine örnek olarak, Bursa’da II. Abdülhamid’in kurduğu Ameli, (UYGULAMALI) ve Nazari Hüdavendigar Ziraat Mektebi’nin bugünkü hali, Hamidiye Ziraat Mektebini gezin ve buradaki uygulamalı ziraat eğitim sistemini görün, değerli Müdürünün bilgi ve tecrübelerinden yararlanın. Ve Milli Eğitim Bakanlığından, bu okuldan örnek alınarak ilçelerinizde, Uygulamalı Tarım ve Hayvancılık Meslek Okullarının açılmasını, isteyin.
Size bu oluşumları aktardıktan sonra, önünüze Hollanda Tarım ve Hayvancılık Sistemini açacağım. Hollanda bizim Konya ovasından biraz büyük, Konya ovası 38bin km2, Hollanda 41bin km2, bu alanın%26’sı deniz seviyesinin altında, toprak pompalı drenaj sistemleriyle tava geliyor, ama Hollanda’nın 2022 yılı tarım ürünleri ihracatı 129milyar dolar, bu miktar ile ABD’den sonra dünya ikincisi. Gelin Hollanda tarımsal üretimde nasıl böylesine büyük zenginliklere ulaşabiliyor? Bu başarının iki temel taşı var, Çiftçiler köy bazında, kendi yönettikleri kooperatif çatısı altında üretim ve pazarlama yapıyorlar ve de çocukları Uygulamalı Tarım veya Hayvancılık Meslek Okullarında eğitim görüyorlar.
Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin, Büyükorhan Belediye Başkanı Ahmet Korkmaz, Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş ve BUDSİAD Başkanı Recep Öztürk ve Yönetim kurulu ile yörelerinizin tarım ve hayvancılıkta öne çıkmış insanlarından oluşan bir gurup olarak Hollanda’ya gidin, tarım ve hayvancılıkta uygulanan sistemin bizzat içinde yaşayın, sistemin oluşum iskeletini ve o sistemi kendi yörelerinizde nasıl uygulayabileceğiniz, sorusunun cevaplarını da öğrenin…